Çizilen manzara gösteriyor ki; pek fazla bozulmamış bir doku içinde, özgünlüğünü henüz tam anlamıyla kaybetmemiş evlerin oluşturduğu bir 19. yüzyıl sonu. 20. yüzyıl bâşı, Muğla panoraması görünmektedir.
Bu nedenle bu dokunun yaşatılması sağlanır ve güçlendirilebilirse, birçok alanda yararları görülebilir. Özellikle kent kültürümüzün gelecek kuşaklar ve yabancılar için kitapta saklanarak değil de, "Yaşayan Müze" şeklinde 21. yüzyıla sunulması, bizlerin önemli bir sorumluluğu olsa gerek.
Yaşamını yitirmiş veya yitirmek üzere olan evlere, tek tek yaşantı verilerek, kent dokusunun tekrar canlandırılması sağlanabilir. Bu nedenle araştırmaların büyük ağırlığı, "Tek Ev"in günümüz yaşantı biçimine uygunluğunu sağlamak olmalıdır.
Çizilen manzara gösteriyor ki; pek fazla bozulmamış bir doku içinde, özgünlüğünü henüz tam anlamıyla kaybetmemiş evlerin oluşturduğu bir 19. yüzyıl sonu. 20. yüzyıl bâşı, Muğla panoraması görünmektedir.
Bu nedenle bu dokunun yaşatılması sağlanır ve güçlendirilebilirse, birçok alanda yararları görülebilir. Özellikle kent kültürümüzün gelecek kuşaklar ve yabancılar için kitapta saklanarak değil de, "Yaşayan Müze" şeklinde 21. yüzyıla sunulması, bizlerin önemli bir sorumluluğu olsa gerek.
Yaşamını yitirmiş veya yitirmek üzere olan evlere, tek tek yaşantı verilerek, kent dokusunun tekrar canlandırılması sağlanabilir. Bu nedenle araştırmaların büyük ağırlığı, "Tek Ev"in günümüz yaşantı biçimine uygunluğunu sağlamak olmalıdır.