^#smrgSAHAF Nahışların Yaddaşı - 1996

Türklerin özgün konuşma dili olduğu gibi, özüne mahsus sanat dili de vardır. Bu dilin kaide ve kanunlarını, diğer deyişle gramerini muayyenleştirmekle hem geçmiş sanatımızı anlayabiliriz, hem de sanatımızın dahili kanunlarıyla inkişafına nail olabiliriz. Çin Seddi'nden Avrupa'ya dek geniş bir arazide bin yıllardır var olan sanat, onu yaratan ve yaşatan milletin konuştuğu dil gibi birdir. Onu, Azerbaycan sanatı, Özbek sanatı, Kazak sanatı, Uygur sanatı, Selçuk sanatı, Osmanlı sanatı vs. adıyla, bölerek öğrenmek doğru değildir. Adı geçen 'sanatların' hepsine mahsus gramatik kural ve yasalar belirtilerek, Türk sanatı zaman ve mekan içinde bütün olarak ele alınmalı, öğrenilmelidir.

Bu düşünceyle hazırlanan kitap, desen örneklerinden yola çıkarak genel değerlendirmelere ulaşıyor.