Dünyamızın tarihine gömülü, henüz tam olarak anlaşılamamış pek çok gizem barındırır. Antik dönemlerden kalma yapılar, anıtlar ve çizimler, insanlığın binlerce yıl önceki bilgeliğini ve merakını yansıtır. Bu eserler, her biri kendi içinde bir hikâye saklayan, çağlar öncesinden günümüze ulaşmış mesajlar gibidir. Bu eserlerden biri de Peru'nun güneyinde, Nazca Çölü'nün sessizliğinde uzanan ve gökyüzüne doğru çizilmiş devasa şekillerden oluşan Nazca Çizgileri'dir. Nazca Çizgileri, yüzlerce metre uzunluğunda, bazıları basit düz çizgiler, bazıları ise maymun, örümcek, kuş gibi karmaşık figürlerden oluşan devasa geogliflerdir. İlk bakışta insan aklını zorlayan bu çizgiler, antik bir medeniyetin dünya görüşünü, kozmik anlayışını ve belki de tanrılara olan inancını yansıtan gizemli birer işaret olarak kabul edilir. Ancak, Nazca Çizgileri mühendislik dehasını da gözler önüne serer.
Nazca Çizgileri'nin keşfi, 20. yüzyılın başlarında Toribo Mejia Xesspe adlı bir Perulu arkeolog tarafından yapılmıştır. Xesspe'nin bu keşfi, ilk başta çok büyük bir yankı uyandırmasa da Nazca Çizgileri'nin dünya çapında tanınmasına giden yolda atılan ilk adımdı. Yıllar sonra, bu çizgilerin gerçek boyutları ve karmaşıklığı, gökyüzünden yapılan gözlemlerle ortaya çıkmıştır. Gökyüzünden bakıldığında, çölün üzerine işlenmiş bu devasa şekiller, sıradan bir insanın hayal gücünü aşan bir mühendislik harikası olarak belirmiştir.