Bu kitapta Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik, İzzet Günay, Ediz Hun yok. Yeşilçam'ın altın yıllarından, siyah-beyaz sahnelerden, film setlerinden de söz edilmiyor. Veya, çok dolaylı olarak söz ediliyor. Meselâ, bir çekim arasında sete kavuncu gelmesi sayesinde kavun seçmeyi öğrendiğini anlatıyor Nubar Terziyan. Ve eşi Katrin'le nasıl tanıştığını, eski İstanbul'u, deniz sefalarını, çapkınlıklarını, yarı amatör bir Ermeni tiyatrosunun maceralarını, Hamlet oyunu için mezarlıktan kurukafa çalma hikâyesini, askerlik anılarını, İstanbul'u bir barbarlık filminin setine dönüştüren 6-7 Eylül olayları sırasında yaşadıklarını...
Ne İdim Ne Oldum, gençlik yılları boyunca hep sivil polis olmayı düşleyip ortayaş döneminde bol bol “iyi polis” rolü oynayan bir Ermeni vatandaşın “sıradan hayat” anılarını içeriyor. Usta bir oyuncunun, tatlı bir dille kaleme aldığı anılar, huzurun sitemleri bastırdığı satırlar: “Doğduğum memlekette kendimi sizlere sevdirdim, paradan ziyade sempatinizi kazandım.” Nubar Terziyan'ın 1984'te yazdığı bu cümle şimdi daha da anlamlı. Çünkü onları -eski filmlerin “artistler kuşağı”nı- aslında ne çok sevdiğimizi yeni yeni anlıyoruz. Ya da “Nubar Baba” ve arkadaşlarını şimdi daha çok seviyoruz. Ne İdim Ne Oldum'daki Nubar Terziyan da sevilmeyecek adam değil zaten...
Nubar Terziyan, 1909'da İstanbul'da doğdu. Bezciyan Lisesi'ni bitirdi. Sivil polis olmak ve Darülbedayi'de oynamak hayallerinin gerçekleşmeyeceğini anlayınca bir yandan baba mesleği manifaturacılığı sürdürdü, bir yandan da arkadaşlarıyla kurduğu yarı-amatör Gençler Temaşa Heyeti'nin oyunlarında sahneye çıktı. 1948'da Atlas Film'in davetiyle Efsuncu Baba filminde rol aldı ve bu, ilk sinema deneyimi oldu. 50'li yılların sinemasında iyi polis, iyi dost ve babacan-iyi adam rolleriyle sağlam bir yer edindi (Kanun Namına, 1952)... Yeşilçam'ın altın döneminde yüzlerce filmde oynadı (İstanbul Çiçekleri, İngiliz Kemal Lavrens'e Karşı, Küçük Hanımefendi, Çalıkuşu, Kaçak, Zeyno, Kezban Roma'da, Nöri Kantar Ailesi, Vahşi Gelin, Gizli Yara, Bodrum Hakimi...) Ömrünün son yılında, 5. Ankara Film Festivali'nin 1993 Emek Ödülü'ne layık bulundu.