Şerefli her insan gibi yaratıcısının karşısında aciz bir kul olduğunu kabul eden Mehmet Ali Şadoğlu, dün olduğu gibi bugün de yarın da kendinin vekili olmaya devam edecek, despotik fırsatçılara zerre kadar hak tanımayacak, haksızlık karşısında susarak asla dilsiz bir şeytan olmayacak ve sunulan maddi pahalara aldanıp değerlerini ve onurunu etiketlendirerek pazarlamayacaktır. Değil dava edilmek, hapsedilecek, öldürülecek veya idam edilecek olsa dahi barbarların görünüşteki galibiyetlerine teslim olmayacak ve adaletli davranmaktan çekinmeyecektir. Bir saniye sonrası meçhul olan hayatta kimin ne yaşam garantisi var ki onun olsun.
Tek bir Müslüman Türk'le bile kıyaslanamayacak haçlılara boyun eğip hegemonyaları altında yaşamayı hazmedemiyor, dâhili işbirlikçilerin ihanetsel desteğiyle burçlarımıza dikilen düşman bayraklarının altında kendini tutsak bir köle hissediyor. 'Hiçleri' tanrısallaştırarak lider tanrı' yapacağımıza, imansal gücümüze güvenerek 'lider kul' olamamanın inançsızlığı içinde can vererek koruduğumuz değerleri Haçlı Batıya peşkeş çektik.
Dünyaya hükmetmiş Müslüman milletimizi böylesi bir zillete mahkûm edenin rejim mi yoksa politikacılar mı olduğu kadersel gerçeği sorgulandı, yabancıların değil, dâhili uzantılarının verdiği zararlara işaret edildi.
Ve diyor ki: "O, Haçlılardan, Masonlardan ve Komünistlerden çok daha tehlikeli amansız bir düşman ve eşine az rastlanabilecek bir zındıktır." Onun kim olduğunu kitapta öğreneceksiniz. (Arka kapaktan)