Nişanlıya Mektuplar, Victor Hugo'nun gençlik sarsıntılarının belgesidir. Bu mektupların "adresi" olan Adèle Foucher, Hugo kardeşlerin "çocukluk aşkı"dır. 26 Nisan 1819 gecesi Eugène Hugo ile Victor Hugo, aynı kızı sevdiklerini birbirlerine itiraf ederler; ama Adéle ile birleşmenin Hugo için asıl engeli sevgili annesi Sophie'dir. Oğluna yüksek tabakadan gelin almak isteyen kadın, muhtemel bir evliliğe şiddetle karşıdır. Bu engelleme Nişanlıya Mektuplar'ın da doğumunu hazırlar. İki sevgili gizlice mektuplaşırlar. Duygu yüklü, romantik ve ateşli bu mektuplar, anne sevgisi ile "dış" sevgili arasında sıkışmış genç Hugo'nun edebiyat tarihine armağanlarından ilklerini oluşturacaktır. Kader, mektuplarla döşediği yolu açmaya kararlıdır. Anne Sophie, 1821'de ölür. On altı ay sonra Victor Hugo ile Adèle Foucher evlenirler.
Aşka hiçbir şey yetmez. Mutlusunuzdur; cenneti istersiniz; cennete sahipsinizdir; Tanrı'yı istersiniz. - Victor Hugo
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında yer aldı. Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi, 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclis'e katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, l'Evénement adlı bir gazete çıkardı. 1852'de Louis Bonaparte'ın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859'da sona erdi, fakat imparatorluk yıkılana kadar gönüllü olarak sürgünde kaldı. Hugo'nun, Adèle Foucher ile acı, sevinç, kıskançlık ve mutluluk dolu yazışmalarının yer aldığı Nişanlıya Mektuplar, yazarın bir genç adam olarak portresini sunarken, tutkulu ve tutkun kalbiyle aşk üzerine düşüncelerinin yanı sıra “edebiyatçı gururu”nu da gözler önüne seriyor.