#smrgKİTABEVİ Nükleer Enerji Çözüm Değil: Ne Küresel Isınmaya Ne de Başka Bir Şeye - 2014
Kitabın içeriğine gelince; Nükleer enerjiyle ilgili tartışmalar genellikle kazaların nasıl meydana geldiği ve sonuçları, radyasyonun sağlık etkileri ve alınan dozlar, nükleer enerjinin ekonomisi, atık sorunu, iklim değişikliğiyle ilişkisi, dünyada nükleer enerjinin durumu (nerelerde nükleer santral var, yeni yapılan ve kapatılan reaktörler, nükleerden çıkış kararları, yeni ülkeler gibi...) ve başka ülkelerin enerji politikaları gibi bilgi yüklü bir alanda cereyan eder. Nükleer enerji neticede politik bir tercihtir ve asıl tartışma siyasi bir tartışmadır. Ayrıca nükleer felaketlerin yarattığı büyük insani trajediler nedeniyle, tartışma ahlaki ve vicdani bir çerçevede de yürür. Ama yine de konuyu meselenin teknik yanlarından ve ekonomisinden tamamen ayırarak tartışma imkânı pek yoktur. Bu nedenle nükleer enerjiyle ilgili sağlıklı, bilimsel verilere dayalı ve ayrıntılı bilgi sağlayan kaynaklar çok önemlidir.
Avustralya doğumlu olan ve halen ABD'de yaşayan yazar ve aktivist Helen Caldicott'un kitabı bu yönüyle önemlidir. ABD'nin en saygın nükleer karşıtı aktivistlerinden biri olan Helen Caldicott, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı bir hekim olarak konunun başta sağlık boyutu olmak üzere bütün alanlarında kendini yetiştirmiş çok yetkin bir isim. 1985'te Nobel ödülü almış olan Uluslararası Nükleere Karşı Hekimler Birliği'nin (International Physicians for the Prevention of Nuclear War - IPPNW) 1978'de kurulan ABD örgütü Sosyal Sorumluluk Sahibi Hekimler'in (Physicians for Social Responsibility - PSR) ve Nükleer Politikalar Araştırma Enstitüsü'nün kurucu başkanı olan, 1979'da ABD'de meydana gelen Three Mile Island nükleer kazasının ardından bölgede incelemeler yapan, ağırlıklı olarak ABD ve Avustralya'yı ve dünyanın başka yerlerini (Türkiye dahil) dolaşarak konuşmalar yapıp yazılar yazarak nükleer enerjinin tehlikelerine karşı kamuoyunu uyarmaya çalışan Caldicott'un yaptığı tartışmalar Türkiye için önemli argümanlar sunuyor.
Nükleer enerjinin bütün yönlerini çok sayıda kaynağa dayanarak inceleyen ve hem Three Mile Island, hem de Çernobil kazalarını detaylı olarak anlatan kitap, tabii 2011'de meydana gelen Fukushima nükleer kazasını ele alamıyor. Öte yandan rakamların sürekli değiştiği (daha doğrusu nükleer reaktör sayısının ve enerji üretimindeki payının sürekli düştüğü), nükleer enerjinin mevcut durumuyla ilgili bilgilerin, hızla büyüyen yenilenebilir enerjiyle ilgili rakamların ve nükleer silahlanmayla ilgili bazı gelişmelerin güncellenmesi gerekiyor.
Bu nedenle kitabı çevirmekle yetinmeyerek eskimiş veya tartışmalı görülen bilgileri editör notlarıyla güncelleme yolunu seçtik. Ayrıca Caldicott'un büyük bir öngörüyle Fukushima felaketinden 5 yıl önce tahmin ettiği deprem ve tsunami tehlikesinin ve kullanılmış atık havuzu felaketinin Fukushima'da nasıl gerçek hale geldiğini de yine notlarımızda hatırlatmaya çalıştık.
Kitabın içeriğine gelince; Nükleer enerjiyle ilgili tartışmalar genellikle kazaların nasıl meydana geldiği ve sonuçları, radyasyonun sağlık etkileri ve alınan dozlar, nükleer enerjinin ekonomisi, atık sorunu, iklim değişikliğiyle ilişkisi, dünyada nükleer enerjinin durumu (nerelerde nükleer santral var, yeni yapılan ve kapatılan reaktörler, nükleerden çıkış kararları, yeni ülkeler gibi...) ve başka ülkelerin enerji politikaları gibi bilgi yüklü bir alanda cereyan eder. Nükleer enerji neticede politik bir tercihtir ve asıl tartışma siyasi bir tartışmadır. Ayrıca nükleer felaketlerin yarattığı büyük insani trajediler nedeniyle, tartışma ahlaki ve vicdani bir çerçevede de yürür. Ama yine de konuyu meselenin teknik yanlarından ve ekonomisinden tamamen ayırarak tartışma imkânı pek yoktur. Bu nedenle nükleer enerjiyle ilgili sağlıklı, bilimsel verilere dayalı ve ayrıntılı bilgi sağlayan kaynaklar çok önemlidir.
Avustralya doğumlu olan ve halen ABD'de yaşayan yazar ve aktivist Helen Caldicott'un kitabı bu yönüyle önemlidir. ABD'nin en saygın nükleer karşıtı aktivistlerinden biri olan Helen Caldicott, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı bir hekim olarak konunun başta sağlık boyutu olmak üzere bütün alanlarında kendini yetiştirmiş çok yetkin bir isim. 1985'te Nobel ödülü almış olan Uluslararası Nükleere Karşı Hekimler Birliği'nin (International Physicians for the Prevention of Nuclear War - IPPNW) 1978'de kurulan ABD örgütü Sosyal Sorumluluk Sahibi Hekimler'in (Physicians for Social Responsibility - PSR) ve Nükleer Politikalar Araştırma Enstitüsü'nün kurucu başkanı olan, 1979'da ABD'de meydana gelen Three Mile Island nükleer kazasının ardından bölgede incelemeler yapan, ağırlıklı olarak ABD ve Avustralya'yı ve dünyanın başka yerlerini (Türkiye dahil) dolaşarak konuşmalar yapıp yazılar yazarak nükleer enerjinin tehlikelerine karşı kamuoyunu uyarmaya çalışan Caldicott'un yaptığı tartışmalar Türkiye için önemli argümanlar sunuyor.
Nükleer enerjinin bütün yönlerini çok sayıda kaynağa dayanarak inceleyen ve hem Three Mile Island, hem de Çernobil kazalarını detaylı olarak anlatan kitap, tabii 2011'de meydana gelen Fukushima nükleer kazasını ele alamıyor. Öte yandan rakamların sürekli değiştiği (daha doğrusu nükleer reaktör sayısının ve enerji üretimindeki payının sürekli düştüğü), nükleer enerjinin mevcut durumuyla ilgili bilgilerin, hızla büyüyen yenilenebilir enerjiyle ilgili rakamların ve nükleer silahlanmayla ilgili bazı gelişmelerin güncellenmesi gerekiyor.
Bu nedenle kitabı çevirmekle yetinmeyerek eskimiş veya tartışmalı görülen bilgileri editör notlarıyla güncelleme yolunu seçtik. Ayrıca Caldicott'un büyük bir öngörüyle Fukushima felaketinden 5 yıl önce tahmin ettiği deprem ve tsunami tehlikesinin ve kullanılmış atık havuzu felaketinin Fukushima'da nasıl gerçek hale geldiğini de yine notlarımızda hatırlatmaya çalıştık.