#smrgSAHAF Ölümcül Hastalık Umutsuzluk -

Stok Kodu:
1199004942
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
150 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2001
Çeviren:
Mehmet Mukadder Yakupoğlu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199004942
391106
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk  -
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk - #smrgSAHAF
0.00
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk, felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri. Kierkegaard'ın, tüm yaşamı boyunca sorguladığı konuları özetleyerek bunları çözümlemeye çalıştığı bir yapıt. Kierkegaard bu yapıtında, tüm yaşamımıza eşlik eden, varoluşumuzun gizemini yansıtan umutsuzluk duygusunu tüm yönleriyle ortaya koymakta ve bu duygunun anlamını sorgulamaktadır. Varoluşun özü, "sonsuzluk" özlemiyle yanan insanın "sonluluk" çırpınışıdır. Kierkegaard Ölümcül Hastalık Umutsuzluk'ta bu öze dokunuyor ve Unamuno, Heidegger, Jaspers, Marcel, Sartre ve diğer varoluşçularda somutlaşan felsefi düşünce akımını başlatan düğmeye basıyor. Kierkegaard'a göre umutsuzluk ölümcül hastalıktır, umutsuzluk günahtır ve umutsuzluk evrenseldir. Bu günah, bu ölümcül hastalık benlik ve ruh'un tüm ilişkilerinin de çerçevesini oluşturur. Çünkü nasıl umutsuzluk benliğin hastalığıysa, ölümsüzlük de ruhun hastalığı, dolayısıyla umutsuzluğudur. O halde insan bu olumsuzluktan çıkmak zorundadır. Bu çıkış sonluluktan sonsuzluğa geçişle gerçekleşebilir. Bu geçişi hangi benlik gerçekleştirir? Sürüsü karşısında çobanın benliği, ana baba karşısında çocuğun benliği ya da devlet karşısında bireyin benliği değil; Tanrı karşısında insanın benliği başarabilir bunu. Daha açık bir deyişle olumsuzluktan kaçınmak, benliğe yaratıcısıyla karşı karşıya gelme cesaretini göstermesiyle mümkündür. Kierkegaard bu cesur eylemi iman olarak tanımlıyor. "İman, benliğin kendine dönerken, kendisi olmak isterken, kendi saydamlığı içinden onu ortaya koyan gücün içine atlamasıdır."

Kierkegaard insanın mavevi dünyasıyla ilgilenerek, yaşadığı çöküşleri hiçbir bilimin irdeleyemeyeceği bir derinlikte ele almış, aynı zamanda umutsuzluğu reddetmenin, umutsuz olmadığını söylemeni de umutsuzluk olduğunu belirttiği durumu göstermişir. Ne yazık ki her şeyin maddeleştiği bir dünyada yaşayan günümüz insanı, farkında olmadan, Kierkegaard'ın yüz elli yıl önce mükemmel bir biçimde betimlediği umutsuzluğun içinde çırpınmaktadır. (Arka Kapak)

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk, felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri. Kierkegaard'ın, tüm yaşamı boyunca sorguladığı konuları özetleyerek bunları çözümlemeye çalıştığı bir yapıt. Kierkegaard bu yapıtında, tüm yaşamımıza eşlik eden, varoluşumuzun gizemini yansıtan umutsuzluk duygusunu tüm yönleriyle ortaya koymakta ve bu duygunun anlamını sorgulamaktadır. Varoluşun özü, "sonsuzluk" özlemiyle yanan insanın "sonluluk" çırpınışıdır. Kierkegaard Ölümcül Hastalık Umutsuzluk'ta bu öze dokunuyor ve Unamuno, Heidegger, Jaspers, Marcel, Sartre ve diğer varoluşçularda somutlaşan felsefi düşünce akımını başlatan düğmeye basıyor. Kierkegaard'a göre umutsuzluk ölümcül hastalıktır, umutsuzluk günahtır ve umutsuzluk evrenseldir. Bu günah, bu ölümcül hastalık benlik ve ruh'un tüm ilişkilerinin de çerçevesini oluşturur. Çünkü nasıl umutsuzluk benliğin hastalığıysa, ölümsüzlük de ruhun hastalığı, dolayısıyla umutsuzluğudur. O halde insan bu olumsuzluktan çıkmak zorundadır. Bu çıkış sonluluktan sonsuzluğa geçişle gerçekleşebilir. Bu geçişi hangi benlik gerçekleştirir? Sürüsü karşısında çobanın benliği, ana baba karşısında çocuğun benliği ya da devlet karşısında bireyin benliği değil; Tanrı karşısında insanın benliği başarabilir bunu. Daha açık bir deyişle olumsuzluktan kaçınmak, benliğe yaratıcısıyla karşı karşıya gelme cesaretini göstermesiyle mümkündür. Kierkegaard bu cesur eylemi iman olarak tanımlıyor. "İman, benliğin kendine dönerken, kendisi olmak isterken, kendi saydamlığı içinden onu ortaya koyan gücün içine atlamasıdır."

Kierkegaard insanın mavevi dünyasıyla ilgilenerek, yaşadığı çöküşleri hiçbir bilimin irdeleyemeyeceği bir derinlikte ele almış, aynı zamanda umutsuzluğu reddetmenin, umutsuz olmadığını söylemeni de umutsuzluk olduğunu belirttiği durumu göstermişir. Ne yazık ki her şeyin maddeleştiği bir dünyada yaşayan günümüz insanı, farkında olmadan, Kierkegaard'ın yüz elli yıl önce mükemmel bir biçimde betimlediği umutsuzluğun içinde çırpınmaktadır. (Arka Kapak)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat