#smrgKİTABEVİ Ölümcül Süvari - Pandemiler Dünyayı Nasıl Etkiledi - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057348814
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
346
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Zehra Betül Dindaroğlu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
263,50
Havale/EFT ile:
255,60
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199221777
608442
https://www.simurgkitabevi.com/olumcul-suvari-pandemiler-dunyayi-nasil-etkiledi-2024
Ölümcül Süvari - Pandemiler Dünyayı Nasıl Etkiledi - 2024 #smrgKİTABEVİ
263.50
Birinci Dünya Savaşı sırasında savaşan ülkelerin morallerinin bozulmaması için salgına ilişkin haberler sansürleniyordu. Haliyle grip İspanya'ya ulaştığında pek çok ülke çoktan salgından nasibini almıştı. Ne var ki İspanya savaşta tarafsızdı ve İspanyol basınının mevcut salgını sansürlemesini gerektiren bir durum yoktu. Salgın haberleri ne yazık ki sadece İspanya içinde kalmadı ve o zamana kadar kendi ülkelerindeki salgından haberdar olmayan savaşan ülkelerin -Fransa, İngiltere, Amerika- halkı birden salgının ve kaynağının farkına varmanın coşkusuyla suçluyu ve ismi tespit etmişti. Savaşa katılmamış ülkelerde ise herkes için gribin kaynağı bir diğeriydi. Salgın, Senagel için Brezilya gribi, Brezilya için Alman gribiydi. Polonyalılara göre Bolşevik hastalığı, Danimarkalılar için güneyden gelen bir hastalıktı. Afrika kıtasında bu hastalık beyaz adamların hastalığı iken aynı kıtada yaşayan beyazlar için hastalığın kaynağı yerlilerdi. O zamanda da salgının Çin'den geldiğini düşünenler vardı. Zamanla ülkelerin bu hastalığın yerel değil global bir salgın olduğunu fark etmesiyle tek bir isim üzerinde uzlaşmak zorunlu hale gelmişti. Çağdaş İspanyol yazarlar bu isimden hiç hazzetmeseler de İspanyol gribi ismi, tarihi bir hata olarak çoktan meşhur olmuştu.
Yazarın kültürel ve tarihsel anlamda oldukça geniş heybesinden bizlere gelen bu eserde, İspanyol gribinin hayatlarında izler bıraktığı pek çok şahsiyetin hikayesine de tanık oluyoruz: İtalyan asıllı Fransız şair ve edebiyat eleştirmeni Guillaume Apollinaire, Polonyalı iktisatçı ve politikacı Jan Steczkowski, nükleer füzyon üzerine çalışan ve atom bombasının ardındaki isimlerden biri olan Leo Szilard, Avusturyalı sanatçı Egon Schiele, Franz Kafka, Edward Munch, Max Weber, William Osler, Etiyopya imparatoru I. Haile Selassie, Amerikan başkanlarından Franklin Delano Roosevelt ve hatta Mustafa Kemal Atatürk...
Kitapta istifade edilen kaynaklar uzmanlık gerektirse de bilgiler okuyucusuna hikâye yoluyla anlatılıyor. Ve o hikâye, hastalığa neden olan mikroorganizma ile insanlığın karşılaştığı ilk ana kadar gidiyor. Daha sonra Tarım Devrimi olarak anılacak bir hamlenin, pandemiler için uygun insan havuzu sağlayacağını ya da hayvan hastalıklarının insan hastalığına dönmesine katkı sağlayacağını “ilk çiftçi”nin bilmesi elbette imkansızdı ancak bugünden bakarak pandemiye neden olan mikroplarla insanların tanışması ve birbirlerini değiştirip yeniden inşa etmesi geriye dönük olarak okunuyor.
Yazarın kültürel ve tarihsel anlamda oldukça geniş heybesinden bizlere gelen bu eserde, İspanyol gribinin hayatlarında izler bıraktığı pek çok şahsiyetin hikayesine de tanık oluyoruz: İtalyan asıllı Fransız şair ve edebiyat eleştirmeni Guillaume Apollinaire, Polonyalı iktisatçı ve politikacı Jan Steczkowski, nükleer füzyon üzerine çalışan ve atom bombasının ardındaki isimlerden biri olan Leo Szilard, Avusturyalı sanatçı Egon Schiele, Franz Kafka, Edward Munch, Max Weber, William Osler, Etiyopya imparatoru I. Haile Selassie, Amerikan başkanlarından Franklin Delano Roosevelt ve hatta Mustafa Kemal Atatürk...
Kitapta istifade edilen kaynaklar uzmanlık gerektirse de bilgiler okuyucusuna hikâye yoluyla anlatılıyor. Ve o hikâye, hastalığa neden olan mikroorganizma ile insanlığın karşılaştığı ilk ana kadar gidiyor. Daha sonra Tarım Devrimi olarak anılacak bir hamlenin, pandemiler için uygun insan havuzu sağlayacağını ya da hayvan hastalıklarının insan hastalığına dönmesine katkı sağlayacağını “ilk çiftçi”nin bilmesi elbette imkansızdı ancak bugünden bakarak pandemiye neden olan mikroplarla insanların tanışması ve birbirlerini değiştirip yeniden inşa etmesi geriye dönük olarak okunuyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında savaşan ülkelerin morallerinin bozulmaması için salgına ilişkin haberler sansürleniyordu. Haliyle grip İspanya'ya ulaştığında pek çok ülke çoktan salgından nasibini almıştı. Ne var ki İspanya savaşta tarafsızdı ve İspanyol basınının mevcut salgını sansürlemesini gerektiren bir durum yoktu. Salgın haberleri ne yazık ki sadece İspanya içinde kalmadı ve o zamana kadar kendi ülkelerindeki salgından haberdar olmayan savaşan ülkelerin -Fransa, İngiltere, Amerika- halkı birden salgının ve kaynağının farkına varmanın coşkusuyla suçluyu ve ismi tespit etmişti. Savaşa katılmamış ülkelerde ise herkes için gribin kaynağı bir diğeriydi. Salgın, Senagel için Brezilya gribi, Brezilya için Alman gribiydi. Polonyalılara göre Bolşevik hastalığı, Danimarkalılar için güneyden gelen bir hastalıktı. Afrika kıtasında bu hastalık beyaz adamların hastalığı iken aynı kıtada yaşayan beyazlar için hastalığın kaynağı yerlilerdi. O zamanda da salgının Çin'den geldiğini düşünenler vardı. Zamanla ülkelerin bu hastalığın yerel değil global bir salgın olduğunu fark etmesiyle tek bir isim üzerinde uzlaşmak zorunlu hale gelmişti. Çağdaş İspanyol yazarlar bu isimden hiç hazzetmeseler de İspanyol gribi ismi, tarihi bir hata olarak çoktan meşhur olmuştu.
Yazarın kültürel ve tarihsel anlamda oldukça geniş heybesinden bizlere gelen bu eserde, İspanyol gribinin hayatlarında izler bıraktığı pek çok şahsiyetin hikayesine de tanık oluyoruz: İtalyan asıllı Fransız şair ve edebiyat eleştirmeni Guillaume Apollinaire, Polonyalı iktisatçı ve politikacı Jan Steczkowski, nükleer füzyon üzerine çalışan ve atom bombasının ardındaki isimlerden biri olan Leo Szilard, Avusturyalı sanatçı Egon Schiele, Franz Kafka, Edward Munch, Max Weber, William Osler, Etiyopya imparatoru I. Haile Selassie, Amerikan başkanlarından Franklin Delano Roosevelt ve hatta Mustafa Kemal Atatürk...
Kitapta istifade edilen kaynaklar uzmanlık gerektirse de bilgiler okuyucusuna hikâye yoluyla anlatılıyor. Ve o hikâye, hastalığa neden olan mikroorganizma ile insanlığın karşılaştığı ilk ana kadar gidiyor. Daha sonra Tarım Devrimi olarak anılacak bir hamlenin, pandemiler için uygun insan havuzu sağlayacağını ya da hayvan hastalıklarının insan hastalığına dönmesine katkı sağlayacağını “ilk çiftçi”nin bilmesi elbette imkansızdı ancak bugünden bakarak pandemiye neden olan mikroplarla insanların tanışması ve birbirlerini değiştirip yeniden inşa etmesi geriye dönük olarak okunuyor.
Yazarın kültürel ve tarihsel anlamda oldukça geniş heybesinden bizlere gelen bu eserde, İspanyol gribinin hayatlarında izler bıraktığı pek çok şahsiyetin hikayesine de tanık oluyoruz: İtalyan asıllı Fransız şair ve edebiyat eleştirmeni Guillaume Apollinaire, Polonyalı iktisatçı ve politikacı Jan Steczkowski, nükleer füzyon üzerine çalışan ve atom bombasının ardındaki isimlerden biri olan Leo Szilard, Avusturyalı sanatçı Egon Schiele, Franz Kafka, Edward Munch, Max Weber, William Osler, Etiyopya imparatoru I. Haile Selassie, Amerikan başkanlarından Franklin Delano Roosevelt ve hatta Mustafa Kemal Atatürk...
Kitapta istifade edilen kaynaklar uzmanlık gerektirse de bilgiler okuyucusuna hikâye yoluyla anlatılıyor. Ve o hikâye, hastalığa neden olan mikroorganizma ile insanlığın karşılaştığı ilk ana kadar gidiyor. Daha sonra Tarım Devrimi olarak anılacak bir hamlenin, pandemiler için uygun insan havuzu sağlayacağını ya da hayvan hastalıklarının insan hastalığına dönmesine katkı sağlayacağını “ilk çiftçi”nin bilmesi elbette imkansızdı ancak bugünden bakarak pandemiye neden olan mikroplarla insanların tanışması ve birbirlerini değiştirip yeniden inşa etmesi geriye dönük olarak okunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.