Hani okuyup bitirdikten sonra, bir daha sizi hiç terk etmeyen metinler vardır ya... Yıllar geçer, karakterleri ve olay örgüsünü açık seçik hatırlayamazsınız belki, ama kitabın duygusu sizinle kalır. İşte elinizdeki kitap onlardan biri. Çağımızın en cüretkâr, entelektüel açıdan en kışkırtıcı yazarlarından birinin gerçek edebiyat okurunun zihnine musallat olacak bu kışkırtıcı romanı, geçmişle bugün arasında gidip gelerek farklı bir seyir izliyor.
Öğleden sonra, Bariton Körfezi. Rüzgârın önünde savrulan kumlar zaman zaman şarkı söylediği için böyle deniyor buraya. İkisi de zooloji doktoru olan Joseph ile Celice, orta yaşlı ve cazibe yoksunu bu evli çift, sahilde çıplak, sere serpe uzanmışlar. Otuz yıl önce ilk kez seviştikleri yer burası. Bugün, geçmişte "öldürücü" bir tutkuya mekân olmuş bu sahilde bulunuş nedenleri, "geçmişi yineleme" dürtüsüyle kapıldıkları bir nostalji nöbeti. Aynı zamanda da geçmişten kalan bir hayaleti "gömme" arzusu.
Ancak bu metruk ve nostaljik plaj, bu kez bir sevişme yerine hunharca işlenen bir cinayete sahne olacak. Ölümün günü olacak bugün...
Yazar, Joseph ile Celice'in hayatlarını ve müstehcen ölümlerini çürüme ve dirilme gibi, daha geniş bir doğal süreç bağlamına yerleştirirken, bu süreci hiçbir ayrıntıyı atlamadan, şaşırtıcı ve büyüleyici bir özgünlükle, günbegün anlatıyor. Hem de düzyazıda şiire yaklaşarak ve okurunu garip bir biçimde rahatlatarak.
Çürüme ve dirilme, bu romanda eşanlamlı. Başka hiçbir yerde olmadığı kadar...
"Crace büyük olasılıkla yaşadığımız çağı gelecek kuşaklara tarif eden yazar olacak." -Hudson Review
"Beckett'ın ölümünden beri yazılmış en iyi kitaplardan biri." -London Evening Standard (Arka kapaktan)
Hani okuyup bitirdikten sonra, bir daha sizi hiç terk etmeyen metinler vardır ya... Yıllar geçer, karakterleri ve olay örgüsünü açık seçik hatırlayamazsınız belki, ama kitabın duygusu sizinle kalır. İşte elinizdeki kitap onlardan biri. Çağımızın en cüretkâr, entelektüel açıdan en kışkırtıcı yazarlarından birinin gerçek edebiyat okurunun zihnine musallat olacak bu kışkırtıcı romanı, geçmişle bugün arasında gidip gelerek farklı bir seyir izliyor.
Öğleden sonra, Bariton Körfezi. Rüzgârın önünde savrulan kumlar zaman zaman şarkı söylediği için böyle deniyor buraya. İkisi de zooloji doktoru olan Joseph ile Celice, orta yaşlı ve cazibe yoksunu bu evli çift, sahilde çıplak, sere serpe uzanmışlar. Otuz yıl önce ilk kez seviştikleri yer burası. Bugün, geçmişte "öldürücü" bir tutkuya mekân olmuş bu sahilde bulunuş nedenleri, "geçmişi yineleme" dürtüsüyle kapıldıkları bir nostalji nöbeti. Aynı zamanda da geçmişten kalan bir hayaleti "gömme" arzusu.
Ancak bu metruk ve nostaljik plaj, bu kez bir sevişme yerine hunharca işlenen bir cinayete sahne olacak. Ölümün günü olacak bugün...
Yazar, Joseph ile Celice'in hayatlarını ve müstehcen ölümlerini çürüme ve dirilme gibi, daha geniş bir doğal süreç bağlamına yerleştirirken, bu süreci hiçbir ayrıntıyı atlamadan, şaşırtıcı ve büyüleyici bir özgünlükle, günbegün anlatıyor. Hem de düzyazıda şiire yaklaşarak ve okurunu garip bir biçimde rahatlatarak.
Çürüme ve dirilme, bu romanda eşanlamlı. Başka hiçbir yerde olmadığı kadar...
"Crace büyük olasılıkla yaşadığımız çağı gelecek kuşaklara tarif eden yazar olacak." -Hudson Review
"Beckett'ın ölümünden beri yazılmış en iyi kitaplardan biri." -London Evening Standard (Arka kapaktan)