#smrgKİTABEVİ Orta Çağ'da Diplomasi - 2020
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786257729628
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
202
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
211,50
Havale/EFT ile:
205,16
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199222927
609281
https://www.simurgkitabevi.com/orta-cagda-diplomasi-2020
Orta Çağ'da Diplomasi - 2020 #smrgKİTABEVİ
211.50
Devletler arasındaki ilişkileri düzenleme aracı olmasının yanı sıra herhangi bir hükümdarın öteki üzerinde kendini öne çıkarma, üstünlüğünü kabul ettirme ameliyesi olarak tanımlanabilecek diplomasi, egemen devletlerin hükümetleri arasındaki formel ilişkilerin uygulanmasında kolaylık sağlayan zekâ oyunu olarak tasvir edilmiştir. Diplomasi, tarih boyunca uygarlıkların mevcut olanakları; siyasi, askeri ve ekonomik güç durumlarına göre üsluplarının farklılaştığı bir dildir. Diğer bir deyişle devletlerarası münasebetlerde tarafların diplomatik üslubunu belirleyen en önemli etken sahip oldukları güç olmuştur. İnsanoğlunun, tarihi gelişim ve dönüşümü, beraberinde diplomatik dil ve üslubun da değişerek çağın gerektirdiği itibar ve meşruiyet araçları ile süslenmesini sağlamıştır. Orta Çağ devletleri arasında gerçekleşen diplomatik münasebetlerde kullanılan üslup ve ifadelerin can alıcılığı bizi böyle bir çalışmaya yönlendiren en önemli etkendir. Dönemin diplomatik teamülleri incelendiğinde hemen hemen her devletin kendisine bir tanrısal haklılık ve dini meşruiyet atfetmeye çalıştığı görülmüştür. Orta Çağ'ın diplomatik belgelerinde geçen “Ebedî Tanrı, Cengiz Han ve onun soyunu yükseltti. Yeryüzünün hepsini doğudan batıya bize sundu”, "Eğer benim öğüdümü dinlemezsen Tanrının isteğinin nasıl olduğuna bakacağım”, “Tanrının izni ve benim yetkimle”, “Başının, altınının, karının ve çocuklarının sana kalması için kaleden aşağı in ve cihan padişahlığının kulluk kemerini beline bağla.” Bu gibi ifadeler günümüzde bile insanı derinden etkilemektedir. Peki Orta Çağ devletleri bu ifadeleri neden ve hangi amaçla kullandılar? Tahammül sınırlarını aşan bu tehditkâr ifadelerin muhatapları kimlerdi? Bu muhataplar bu tehditler karşısında nasıl bir tavır takındılar? Bu ifadeleri içeren belgeler karşı tarafa nasıl ulaştırıldı? Orta Çağ'da elçiye zeval olunur muydu? Elinizdeki bu çalışma bütün bu sorulara duyulan merakın bir sonucudur.
Devletler arasındaki ilişkileri düzenleme aracı olmasının yanı sıra herhangi bir hükümdarın öteki üzerinde kendini öne çıkarma, üstünlüğünü kabul ettirme ameliyesi olarak tanımlanabilecek diplomasi, egemen devletlerin hükümetleri arasındaki formel ilişkilerin uygulanmasında kolaylık sağlayan zekâ oyunu olarak tasvir edilmiştir. Diplomasi, tarih boyunca uygarlıkların mevcut olanakları; siyasi, askeri ve ekonomik güç durumlarına göre üsluplarının farklılaştığı bir dildir. Diğer bir deyişle devletlerarası münasebetlerde tarafların diplomatik üslubunu belirleyen en önemli etken sahip oldukları güç olmuştur. İnsanoğlunun, tarihi gelişim ve dönüşümü, beraberinde diplomatik dil ve üslubun da değişerek çağın gerektirdiği itibar ve meşruiyet araçları ile süslenmesini sağlamıştır. Orta Çağ devletleri arasında gerçekleşen diplomatik münasebetlerde kullanılan üslup ve ifadelerin can alıcılığı bizi böyle bir çalışmaya yönlendiren en önemli etkendir. Dönemin diplomatik teamülleri incelendiğinde hemen hemen her devletin kendisine bir tanrısal haklılık ve dini meşruiyet atfetmeye çalıştığı görülmüştür. Orta Çağ'ın diplomatik belgelerinde geçen “Ebedî Tanrı, Cengiz Han ve onun soyunu yükseltti. Yeryüzünün hepsini doğudan batıya bize sundu”, "Eğer benim öğüdümü dinlemezsen Tanrının isteğinin nasıl olduğuna bakacağım”, “Tanrının izni ve benim yetkimle”, “Başının, altınının, karının ve çocuklarının sana kalması için kaleden aşağı in ve cihan padişahlığının kulluk kemerini beline bağla.” Bu gibi ifadeler günümüzde bile insanı derinden etkilemektedir. Peki Orta Çağ devletleri bu ifadeleri neden ve hangi amaçla kullandılar? Tahammül sınırlarını aşan bu tehditkâr ifadelerin muhatapları kimlerdi? Bu muhataplar bu tehditler karşısında nasıl bir tavır takındılar? Bu ifadeleri içeren belgeler karşı tarafa nasıl ulaştırıldı? Orta Çağ'da elçiye zeval olunur muydu? Elinizdeki bu çalışma bütün bu sorulara duyulan merakın bir sonucudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.