#smrgKİTABEVİ Ortadoğu'da Güç ve Hakimiyet - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6258182811
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199224890
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
214
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
225,00
Havale/EFT ile: 218,25
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199224890
612425
Ortadoğu'da Güç ve Hakimiyet -        2024
Ortadoğu'da Güç ve Hakimiyet - 2024 #smrgKİTABEVİ
225.00
İslâm dünyasında birinin yerine geçmek, vekil olmak gibi manaları ihtiva eden hilâfet, umumi manada Müslümanların dünya ve ahiret saadetini gözeten, birlik ve dirliği tesis eden kuruma ya da devlet başkanlığına verilen cihanşümul bir ifadedir. Hilâfet kurumu, Müslümanların dünyevi ve uhrevi farizalarını yerine getirebilmeleri için, Peygamber efendimizin (sav) irtihali sonrasında Hz. Ebûbekir (ra) ile başlayan sürecin bir neticesidir. Dört büyük halifeden sonra Emevîler, Abbâsîler, Selçuklular ve Memlükler hilâfet müessesesini ayakta tutan, muhafaza eden güçler olarak temayüz etmişlerdir. Bu devletlerden birisi de XVI. asrın süper gücü olarak nitelendirilen Osmanlı Devleti'dir. Osmanlı Devleti bir yandan Safevî tehlikesi ile uğraşmış bir yandan da Portekiz ve İspanyollara karşı mukavemet göstermekte güçlük çeken Memlük Devleti ile karşı karşıya gelmiştir. İslâm dünyasının bekası için gayret gösteren Sultan Selim, Memlük Devleti'ne son vererek İslâm dünyasının hamiliğini üstlenmiş, Mısır Abbâsî hilâfetine de son vererek hilâfet merkezini Kahire'den İstanbul'a taşımıştır. Kureyş'e mensup olmadığını ya da Abbâsî halifesinin bir tören neticesinde halifeliği sultan Selim'e devretmediğini dile getiren görüşler mevcuttur fakat halife olmak için bu şartlar tek başına yeterli değildir. Eser, hilâfet kurumunu bir bütün halinde değerlendirirken, Osmanlı hilâfetinin haklılığını gerekçeleriyle ortaya koyarak, okuyucunun istifadesine sunmaktadır.
İslâm dünyasında birinin yerine geçmek, vekil olmak gibi manaları ihtiva eden hilâfet, umumi manada Müslümanların dünya ve ahiret saadetini gözeten, birlik ve dirliği tesis eden kuruma ya da devlet başkanlığına verilen cihanşümul bir ifadedir. Hilâfet kurumu, Müslümanların dünyevi ve uhrevi farizalarını yerine getirebilmeleri için, Peygamber efendimizin (sav) irtihali sonrasında Hz. Ebûbekir (ra) ile başlayan sürecin bir neticesidir. Dört büyük halifeden sonra Emevîler, Abbâsîler, Selçuklular ve Memlükler hilâfet müessesesini ayakta tutan, muhafaza eden güçler olarak temayüz etmişlerdir. Bu devletlerden birisi de XVI. asrın süper gücü olarak nitelendirilen Osmanlı Devleti'dir. Osmanlı Devleti bir yandan Safevî tehlikesi ile uğraşmış bir yandan da Portekiz ve İspanyollara karşı mukavemet göstermekte güçlük çeken Memlük Devleti ile karşı karşıya gelmiştir. İslâm dünyasının bekası için gayret gösteren Sultan Selim, Memlük Devleti'ne son vererek İslâm dünyasının hamiliğini üstlenmiş, Mısır Abbâsî hilâfetine de son vererek hilâfet merkezini Kahire'den İstanbul'a taşımıştır. Kureyş'e mensup olmadığını ya da Abbâsî halifesinin bir tören neticesinde halifeliği sultan Selim'e devretmediğini dile getiren görüşler mevcuttur fakat halife olmak için bu şartlar tek başına yeterli değildir. Eser, hilâfet kurumunu bir bütün halinde değerlendirirken, Osmanlı hilâfetinin haklılığını gerekçeleriyle ortaya koyarak, okuyucunun istifadesine sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat