1199088693
474540
https://www.simurgkitabevi.com/osmanli-imparatorlugunda-asiretlerin-iskani
Osmanlı İmparatorluğu'nda Aşiretlerin İskânı - #smrgSAHAF
0.00
Osmanlı imparatorluğu tarihi, umumiyetle siyasi ve askerî vak'aların silsilesi içinde mütalâa edilmektedir. Tarihi oluş ve vak'aları iyice anlayabilmek, onların derinliğini kavrıyabilmek için iç bünyeyi, hukuki ve iktisadi teşkilâtı, çeşitli halk zümrelerine tatbik edilen idare tarzı, halk-hükûmet münasebetlerini araştırmak lâzım gelmektedir. Son zamanlarda bu şekilde iç bünye araştırmalarına başlanmıştır. Bu gibi araştırmalar çoğaldıkça çeşitli sebeblerle çıkan darlık buhranlarının hükümetin siyasetine tesir ettiğini, zaruretler sebebiyle tesbit edilmiş prensipler dışına çıkarak halk üzerine çeşitli yönlerden baskı yaptığını ve nihayet halkın da buna karşı tuttuğu yolu, hükûmet-halk münasebetlerini bütün çıplaklığı ile öğrenmiş olacağız. İskân ve yerleşme konusunun yukarıda kaydettiğimiz konular yanında incelenmesi lâzım gelmektedir. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğunun içtimaî-tarihl oluşu ve yayılmanın demografik amilleri de lâyıkı ile öğrenilebilecektir. Boş topraklardan az bir müddet sonra nasıl bir mamure meydana getirildiğini, yeni açılan yerlerin türkleşmesinde çeşitli iskân usullerinden nasıl istlifadeedildiğini, yeni memleketlerin asıl fatihlerinin askerî harekâtın ikmalinden sonra, ordunun yanı sıra giden dervişler olduğunu bu tetkiklerle öğrenmiş oluyoruz. İmparatorluğun kuruluş ve gelişme devrelerine aid ve XVI. asırla ilgili araştırmalar olduğu halde onu takib eden devirlerin iskân siyaseti inceleme konusu yapılmamıştır. Oysaki Osmanlı İmparatorluğu her asır zarfında ve her hususta büyük değişikliğe maruz kalmıştır. Bu bakımdan iskan siyaseti de buna tabi olagelmişti. Bu değişikliğin en Önemlisi içtimaî buhranlar sonucunda Osmanlı İç bünyesinin esasını teşkil eden köylü ve köylerin tahrib edilmesidir. Temeli ziraata dayanan Osmanlı devletini ilgilendiren en mühim husus, temelini teşkil eden çiftçi zümresinden aldığı vergilerdi. Bulundukları yerlerin tahribinden dolayı ekim yapamıyan, başka köylere ve şehirlere giden, bazen de halk hareketlerine karışan çiftçiler, artık müstahsil olmaktan çıkmışlardı. Hükümet bu tehlike karşısında, bir iç iskân meselesiyle karşı karşıya idi. Köyleri tekrar şenlendirmek için düşünülen tedbirlerden biri, isteyen kimseler uhdesine her köyün verilmeye başlanması idi. Koşulan şartlar me-yanında hariçten ahali getirip orayı şen ve abadan etmek, yeniden ziraata açmak ve defterde yazılı maktu malı da o yerin mesul şahsına vermekti. Görüldüğü gibi XVII. asırda Osmanlı iskân siyaseti tamamen iç bünyesini tamir etmekten İbaret olmuştur. Bunun en önemli bir safhası 1691 - 1696 yılları arasında aşiretleri iskan teşebbüsüdür ki bu da eserin konusunu teşkil etmektedir.
Osmanlı imparatorluğu tarihi, umumiyetle siyasi ve askerî vak'aların silsilesi içinde mütalâa edilmektedir. Tarihi oluş ve vak'aları iyice anlayabilmek, onların derinliğini kavrıyabilmek için iç bünyeyi, hukuki ve iktisadi teşkilâtı, çeşitli halk zümrelerine tatbik edilen idare tarzı, halk-hükûmet münasebetlerini araştırmak lâzım gelmektedir. Son zamanlarda bu şekilde iç bünye araştırmalarına başlanmıştır. Bu gibi araştırmalar çoğaldıkça çeşitli sebeblerle çıkan darlık buhranlarının hükümetin siyasetine tesir ettiğini, zaruretler sebebiyle tesbit edilmiş prensipler dışına çıkarak halk üzerine çeşitli yönlerden baskı yaptığını ve nihayet halkın da buna karşı tuttuğu yolu, hükûmet-halk münasebetlerini bütün çıplaklığı ile öğrenmiş olacağız. İskân ve yerleşme konusunun yukarıda kaydettiğimiz konular yanında incelenmesi lâzım gelmektedir. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğunun içtimaî-tarihl oluşu ve yayılmanın demografik amilleri de lâyıkı ile öğrenilebilecektir. Boş topraklardan az bir müddet sonra nasıl bir mamure meydana getirildiğini, yeni açılan yerlerin türkleşmesinde çeşitli iskân usullerinden nasıl istlifadeedildiğini, yeni memleketlerin asıl fatihlerinin askerî harekâtın ikmalinden sonra, ordunun yanı sıra giden dervişler olduğunu bu tetkiklerle öğrenmiş oluyoruz. İmparatorluğun kuruluş ve gelişme devrelerine aid ve XVI. asırla ilgili araştırmalar olduğu halde onu takib eden devirlerin iskân siyaseti inceleme konusu yapılmamıştır. Oysaki Osmanlı İmparatorluğu her asır zarfında ve her hususta büyük değişikliğe maruz kalmıştır. Bu bakımdan iskan siyaseti de buna tabi olagelmişti. Bu değişikliğin en Önemlisi içtimaî buhranlar sonucunda Osmanlı İç bünyesinin esasını teşkil eden köylü ve köylerin tahrib edilmesidir. Temeli ziraata dayanan Osmanlı devletini ilgilendiren en mühim husus, temelini teşkil eden çiftçi zümresinden aldığı vergilerdi. Bulundukları yerlerin tahribinden dolayı ekim yapamıyan, başka köylere ve şehirlere giden, bazen de halk hareketlerine karışan çiftçiler, artık müstahsil olmaktan çıkmışlardı. Hükümet bu tehlike karşısında, bir iç iskân meselesiyle karşı karşıya idi. Köyleri tekrar şenlendirmek için düşünülen tedbirlerden biri, isteyen kimseler uhdesine her köyün verilmeye başlanması idi. Koşulan şartlar me-yanında hariçten ahali getirip orayı şen ve abadan etmek, yeniden ziraata açmak ve defterde yazılı maktu malı da o yerin mesul şahsına vermekti. Görüldüğü gibi XVII. asırda Osmanlı iskân siyaseti tamamen iç bünyesini tamir etmekten İbaret olmuştur. Bunun en önemli bir safhası 1691 - 1696 yılları arasında aşiretleri iskan teşebbüsüdür ki bu da eserin konusunu teşkil etmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.