Ancak İslâm devlet kurumlarının örgüt ve gelenekleri ile bütün orta ve yakın doğu İslâm devletlerine bu arada Türk Devletleri'ne de geçtiğini görüyoruz. Özellikle Türk hükümet mekanizması büyük ölçüde Abbasîleı'in damgasını vurduğu bir görünüş aldı. Biz bu araştırmamızda jenetik ve komparatif metodlar ile Qsmanlı vezâretinin kurulmasını ve gelişmesini incelemeğe çalıştık. Bu müessesenin Büyük Selçuklu Vezîrliğ'nin devamı olduğunu, ikisi arasındaki benzerlik ve farkları belirttik. Ayrıca; Büyük Selçuklu, Harezmşahlar, Türkiye Selçukluları ve Osmanlı vezîrleri hakkındaki bilgileri tablolar haline getirdik, gelişmeyi ve mukayeseyi gözler önüne serdik.
Bu vesile ile şu hususu da belirtelim ki, Türk vezîrlik müessesesi Abbasî görünüşü arzetmekle beraber, Türk devlet anlayışı, kendine özgü niteliklerini devam ettirmiştir. Kökenleri İslâmiyetten evvelki devirlere dayanan saray ve ordu hayatlarındaki gelenekler, devlet başkanının önder telâkki edilmesi, tebaanın himayesi, adalet ilkelerine riayet, ülkenin problemlerine pratik çözüm yolları bulmak, devleti hanedanın ortak malı addetmek bu cümledendir. Bir müessesenin ithali hatta yabancı devlet adamı istihdamı nihayet şekle ait bir konu olmuştur ve pratikte, bürokratik mekanizmanın muntazam işlemesi amacı ile yapılmıştır. (Önsözden)
Ancak İslâm devlet kurumlarının örgüt ve gelenekleri ile bütün orta ve yakın doğu İslâm devletlerine bu arada Türk Devletleri'ne de geçtiğini görüyoruz. Özellikle Türk hükümet mekanizması büyük ölçüde Abbasîleı'in damgasını vurduğu bir görünüş aldı. Biz bu araştırmamızda jenetik ve komparatif metodlar ile Qsmanlı vezâretinin kurulmasını ve gelişmesini incelemeğe çalıştık. Bu müessesenin Büyük Selçuklu Vezîrliğ'nin devamı olduğunu, ikisi arasındaki benzerlik ve farkları belirttik. Ayrıca; Büyük Selçuklu, Harezmşahlar, Türkiye Selçukluları ve Osmanlı vezîrleri hakkındaki bilgileri tablolar haline getirdik, gelişmeyi ve mukayeseyi gözler önüne serdik.
Bu vesile ile şu hususu da belirtelim ki, Türk vezîrlik müessesesi Abbasî görünüşü arzetmekle beraber, Türk devlet anlayışı, kendine özgü niteliklerini devam ettirmiştir. Kökenleri İslâmiyetten evvelki devirlere dayanan saray ve ordu hayatlarındaki gelenekler, devlet başkanının önder telâkki edilmesi, tebaanın himayesi, adalet ilkelerine riayet, ülkenin problemlerine pratik çözüm yolları bulmak, devleti hanedanın ortak malı addetmek bu cümledendir. Bir müessesenin ithali hatta yabancı devlet adamı istihdamı nihayet şekle ait bir konu olmuştur ve pratikte, bürokratik mekanizmanın muntazam işlemesi amacı ile yapılmıştır. (Önsözden)