Toplumsal ve düşünsel coğrafyamızda biz de Tanzimat'tan beri sonu gelmeyen, dallanıp budaklanan bir 'aydın sorunu' yaşıyoruz. Sorunlara çözüm üreten aydın, kendisi de aydın kimliğiyle bir sorun olarak hep karşımıza çıkıyor.
Yaşamını Anadolu kültürünün aydınlanmasına adayan Azra Erhat, Mustafa Kemal'in 'Bursa Söylevi'nden yola çıkarak, Osmanlı Münevverinden Türk Aydınına uzanan süreci, ışık ve gölgeleriyle tartışıyor. Ölümünden yirmi yıl sonra ilk kez yayınlanan bu kitabında Azra Erhat, akademik titizliği, coşkulu üslûbu, yaklaşım perspektifi ve anlama çabasını bütünleyen sezgileriyle ufuk açıcı bir yaklaşım sergiliyor. Aydın olmayabilirsiniz, aydınlara çok kızabilirsiniz de, ama aydınlardan kaçamazsınız.
Toplumsal ve düşünsel coğrafyamızda biz de Tanzimat'tan beri sonu gelmeyen, dallanıp budaklanan bir 'aydın sorunu' yaşıyoruz. Sorunlara çözüm üreten aydın, kendisi de aydın kimliğiyle bir sorun olarak hep karşımıza çıkıyor.
Yaşamını Anadolu kültürünün aydınlanmasına adayan Azra Erhat, Mustafa Kemal'in 'Bursa Söylevi'nden yola çıkarak, Osmanlı Münevverinden Türk Aydınına uzanan süreci, ışık ve gölgeleriyle tartışıyor. Ölümünden yirmi yıl sonra ilk kez yayınlanan bu kitabında Azra Erhat, akademik titizliği, coşkulu üslûbu, yaklaşım perspektifi ve anlama çabasını bütünleyen sezgileriyle ufuk açıcı bir yaklaşım sergiliyor. Aydın olmayabilirsiniz, aydınlara çok kızabilirsiniz de, ama aydınlardan kaçamazsınız.