"Büyük Türk Hukuk Ansiklopedisi" ismiyle hazırlamakta olduğumuz esere koymak İçin herşeyden Önce Fıkıh (İslâm Hukuku) da yer alan ünlü İslâm hukukçuları şeyhülislâmların, isim ve hayatlarını incelerken gördüğümüz boşluk, bu eseri öncelikle hazırlamaya bizi zorladı. Şeyhülislâmlar hakkında çıkarılmış pek az sayıdaki eser ve incelemelerde hepsinin hayatını bir arada bulmak mümkün olmadı. Pek ünlü olan Molla Fenârî, Ebussuut Efendi, İbn-İ Kemâl, Hocazâde, Bostanzâde, Şeyhülislâm Yahya gibi isimler dışındakiler, hele 1914'den sonra gelen şeyhülislâmlar hakkında etraflı ve doğru araştırmalar hemen hemen yok gibidir.
Bu konuda tek araştırmacı olarak tanıdığımız Sayın Veli Ertan'ın "Meşhur Şeyhülislâmlar" İsimli eseri de tamamlanmış değildir kanısındayız.
Osmanlı devrinde resmî yayın olarak çıkarılmış H, 1334 tarihli "Salname" gerek eski Arap harfleriyle yazılı bulunması ve eski takvim yılına dayanması, gerek Hayri Efendi'nin zamanına kadar olanları incelemesi, gerekse dil eskiliğiyle olduğu kadar, araştırma yönünden de sathî kalması, bu bilim ve fikir adamlarımızın hayatlarının yeniden kaleme alınmasını gerektirmiştir.
Hayat hikâyelerini hazırlarken, kütüphanelerde ve kendimizde mevcut arap harfleriyle yazılmış eserleri, eski türkçe bilen dostlarımıza okutmak da ayrı bir zorluk olarak karşımıza çıkmıştır. -Av. Abdülkadir Altunsu, Ankara 1971
"Büyük Türk Hukuk Ansiklopedisi" ismiyle hazırlamakta olduğumuz esere koymak İçin herşeyden Önce Fıkıh (İslâm Hukuku) da yer alan ünlü İslâm hukukçuları şeyhülislâmların, isim ve hayatlarını incelerken gördüğümüz boşluk, bu eseri öncelikle hazırlamaya bizi zorladı. Şeyhülislâmlar hakkında çıkarılmış pek az sayıdaki eser ve incelemelerde hepsinin hayatını bir arada bulmak mümkün olmadı. Pek ünlü olan Molla Fenârî, Ebussuut Efendi, İbn-İ Kemâl, Hocazâde, Bostanzâde, Şeyhülislâm Yahya gibi isimler dışındakiler, hele 1914'den sonra gelen şeyhülislâmlar hakkında etraflı ve doğru araştırmalar hemen hemen yok gibidir.
Bu konuda tek araştırmacı olarak tanıdığımız Sayın Veli Ertan'ın "Meşhur Şeyhülislâmlar" İsimli eseri de tamamlanmış değildir kanısındayız.
Osmanlı devrinde resmî yayın olarak çıkarılmış H, 1334 tarihli "Salname" gerek eski Arap harfleriyle yazılı bulunması ve eski takvim yılına dayanması, gerek Hayri Efendi'nin zamanına kadar olanları incelemesi, gerekse dil eskiliğiyle olduğu kadar, araştırma yönünden de sathî kalması, bu bilim ve fikir adamlarımızın hayatlarının yeniden kaleme alınmasını gerektirmiştir.
Hayat hikâyelerini hazırlarken, kütüphanelerde ve kendimizde mevcut arap harfleriyle yazılmış eserleri, eski türkçe bilen dostlarımıza okutmak da ayrı bir zorluk olarak karşımıza çıkmıştır. -Av. Abdülkadir Altunsu, Ankara 1971