Aliye yargılamaları sonucunda idam cezasına çarptırılan hükümlülerin infazları iki grup halinde Beyrut ve Şam'daki kent meydanlarında gerçekleştirilir. İlk hükümlü grubu, 20 Ağustos 1915 akşamı Aliye hapishanesinden alınarak, Beyrut'a getirilmiş ve mahkeme kararı okunarak 21 Ağustos 1915'te sabah dörtten sonra idam kararları uygulanmıştır. 10'u Müslüman ve 1'i Hıristiyan olmak üzere 11 Arap ileri geleni, Beyrut'un ana meydanı olan el-Burç'ta asılmıştır. 17'si Müslüman ve 4'ü Hıristiyan Arap liderlerinden oluşan ikinci hükümlü grubu ise 6 Mayıs 1916'da seher vakti idam edilmişlerdir. Cemal Paşa, bir yandan güç kullanarak, bir yandan da Arap illerinde altyapı çalışmalarına ağırlık vererek Arap ayrılıkçı harekâtını durduracağını düşünüyordu. Aliye Divan-ı Harb-i Örfisinde hukukun zorlanıp zorlanmadığı ya da idam edilenlerin 1913 affı öncesinde işledikleri suçlardan dolayı cezalandırıldıkları belirsizdir.
Cemal Paşa bu eleştirilere cevap olarak İstanbul'da 1916 yılında 'Aliye Divan-ı Harb-i örfisinde Tedkik olunan Mesele-i Siyasiye Hakkında İzahat' adlı bir kitap yayımlamıştır. 'Kırmızı Kitap' adını da taşıyan bu metin, Teşkilat-ı Mahsusa'nın Fransız konsolosluğu sızmasında ele geçirdiği ve bazı Arap liderleri ile Fransız Hükümeti arasındaki haberleşmenin belgelerini içermekteydi. Cemal Paşa, gerek İttihat Terakki Triumvirası (üçlü yönetimi) içerisinde ve gerekse parti içinde, İmparatorluğu oluşturan Türkler dışındaki Müslüm ve Gayri müslim unsurlara karşı (İzmir valisi Rahmi Bey ile birlikte) en ılımlı görüşlere sahip kişiydi. Suriye ve Lübnan havalisi valiliği döneminde(o zamanın çok kısıtlı maddi imkanları içerisinde) bu çevrelerde çok büyük bir imar faaliyetine girişilmesini sağlamış, 650 kilometre yeni yol yaptırmış, 450 kilometre eski yolu tamir ettirmişti. Cemal Paşa, ayrıca, 500 kilometre yeni demiryolu inşa ettirmiş ve Yafa-Kudüs hattını Hicaz Demiryolu'na bağlar. Tüm bu nedenlerden dolayı, ülkemizdeki belirli çevreler tarafından üretilen 'Büyük Arap isyanının Cemal Paşa'nın idam ettirdiği Arap ulusalcılarından dolayı patladığı' yalanı, tarih biliminin 'şehir efsaneleri mezarlığı' bölümündeki müstesna yerini alacaktır.
Aliye yargılamaları sonucunda idam cezasına çarptırılan hükümlülerin infazları iki grup halinde Beyrut ve Şam'daki kent meydanlarında gerçekleştirilir. İlk hükümlü grubu, 20 Ağustos 1915 akşamı Aliye hapishanesinden alınarak, Beyrut'a getirilmiş ve mahkeme kararı okunarak 21 Ağustos 1915'te sabah dörtten sonra idam kararları uygulanmıştır. 10'u Müslüman ve 1'i Hıristiyan olmak üzere 11 Arap ileri geleni, Beyrut'un ana meydanı olan el-Burç'ta asılmıştır. 17'si Müslüman ve 4'ü Hıristiyan Arap liderlerinden oluşan ikinci hükümlü grubu ise 6 Mayıs 1916'da seher vakti idam edilmişlerdir. Cemal Paşa, bir yandan güç kullanarak, bir yandan da Arap illerinde altyapı çalışmalarına ağırlık vererek Arap ayrılıkçı harekâtını durduracağını düşünüyordu. Aliye Divan-ı Harb-i Örfisinde hukukun zorlanıp zorlanmadığı ya da idam edilenlerin 1913 affı öncesinde işledikleri suçlardan dolayı cezalandırıldıkları belirsizdir.
Cemal Paşa bu eleştirilere cevap olarak İstanbul'da 1916 yılında 'Aliye Divan-ı Harb-i örfisinde Tedkik olunan Mesele-i Siyasiye Hakkında İzahat' adlı bir kitap yayımlamıştır. 'Kırmızı Kitap' adını da taşıyan bu metin, Teşkilat-ı Mahsusa'nın Fransız konsolosluğu sızmasında ele geçirdiği ve bazı Arap liderleri ile Fransız Hükümeti arasındaki haberleşmenin belgelerini içermekteydi. Cemal Paşa, gerek İttihat Terakki Triumvirası (üçlü yönetimi) içerisinde ve gerekse parti içinde, İmparatorluğu oluşturan Türkler dışındaki Müslüm ve Gayri müslim unsurlara karşı (İzmir valisi Rahmi Bey ile birlikte) en ılımlı görüşlere sahip kişiydi. Suriye ve Lübnan havalisi valiliği döneminde(o zamanın çok kısıtlı maddi imkanları içerisinde) bu çevrelerde çok büyük bir imar faaliyetine girişilmesini sağlamış, 650 kilometre yeni yol yaptırmış, 450 kilometre eski yolu tamir ettirmişti. Cemal Paşa, ayrıca, 500 kilometre yeni demiryolu inşa ettirmiş ve Yafa-Kudüs hattını Hicaz Demiryolu'na bağlar. Tüm bu nedenlerden dolayı, ülkemizdeki belirli çevreler tarafından üretilen 'Büyük Arap isyanının Cemal Paşa'nın idam ettirdiği Arap ulusalcılarından dolayı patladığı' yalanı, tarih biliminin 'şehir efsaneleri mezarlığı' bölümündeki müstesna yerini alacaktır.