#smrgKİTABEVİ Özbek Edebiyatı Yazıları -
Şair gülleri görse gül hakkında, bülbülü görse bülbül hakkında, iyiyi görse iyi hakkında, kötüyü görse kötü hakkında şiir yazarmış. Yazınca da çok yazar çok yazınca da güzel yazarmış.
Şairin yaşadığı yurdun padişahı başka bir padişahın kulu imiş. Şunun için başka yurdun padişahı Şair'in yaşadığı yurdun da padişahı imiş. Bunu görüp hayrette kalan aklı başından giden Şair bu konuda da şiir yazmış. Ey kudretli Tanrı hani söyle ne zamana kadar biz başka padişahın emrine boyun eğeceğiz onun dilinde konuşup onun başka dilli kabilesine secde edeceğiz Biz de öz yurdumuzu özümüz abad kılıp biri on onu yüz yüzü bin kılsak komşu kabileler gibi erkin ve bolluk içinde yaşasak dermiş şiirinde.
Bunu işiten Büyük Padişah küçük padişahı çağırıp Sustur şu zavallı Şairi diye buyruk vermiş.
Sözün kısası Şair'i yakalayıp başını ezmek gönlünü kırmak başını ham bir meyve gibi zorla koparmak istemişler. Bütün ahali Büyük Padişah meydanına toplanıp Şair'in başının uçurulmasını seyre dalmış.
Fakat cellat Ya pirim deyip de Şair'in başını tam aybalta ile kesecekken Şair'in başı mı yoksa bedeni mi yuvarlanıp sütbeyaz yeleli muhteşem bir tulpara dönüşmüş kanatlanmış uçmuş gitmiş. Büyük Padişah meydanına toplanan ahali bu duruma hayran olmuş aklı başından gitmiş. Tulpar kalabalığın üzerinde şöyle bir daire çizip dönerken dile gelmiş demis
Ey ahali ilk önce şairlerini esirge Şairlerini esirgersen vicdanın pak imanın bütün olur yurdun meleklerle dolar. Şairleri hor hakir olan millet yere batar... Bu sözlerim aklınızda bulunsun ey biçare ahali
Tulpar bu sözleri söylemiş uçmuş gitmiş.
Meğer bu tulpar değil Şair'in dile gelen ruhu imiş.
-Osman Nasır- (Arka Kapak)
Şair gülleri görse gül hakkında, bülbülü görse bülbül hakkında, iyiyi görse iyi hakkında, kötüyü görse kötü hakkında şiir yazarmış. Yazınca da çok yazar çok yazınca da güzel yazarmış.
Şairin yaşadığı yurdun padişahı başka bir padişahın kulu imiş. Şunun için başka yurdun padişahı Şair'in yaşadığı yurdun da padişahı imiş. Bunu görüp hayrette kalan aklı başından giden Şair bu konuda da şiir yazmış. Ey kudretli Tanrı hani söyle ne zamana kadar biz başka padişahın emrine boyun eğeceğiz onun dilinde konuşup onun başka dilli kabilesine secde edeceğiz Biz de öz yurdumuzu özümüz abad kılıp biri on onu yüz yüzü bin kılsak komşu kabileler gibi erkin ve bolluk içinde yaşasak dermiş şiirinde.
Bunu işiten Büyük Padişah küçük padişahı çağırıp Sustur şu zavallı Şairi diye buyruk vermiş.
Sözün kısası Şair'i yakalayıp başını ezmek gönlünü kırmak başını ham bir meyve gibi zorla koparmak istemişler. Bütün ahali Büyük Padişah meydanına toplanıp Şair'in başının uçurulmasını seyre dalmış.
Fakat cellat Ya pirim deyip de Şair'in başını tam aybalta ile kesecekken Şair'in başı mı yoksa bedeni mi yuvarlanıp sütbeyaz yeleli muhteşem bir tulpara dönüşmüş kanatlanmış uçmuş gitmiş. Büyük Padişah meydanına toplanan ahali bu duruma hayran olmuş aklı başından gitmiş. Tulpar kalabalığın üzerinde şöyle bir daire çizip dönerken dile gelmiş demis
Ey ahali ilk önce şairlerini esirge Şairlerini esirgersen vicdanın pak imanın bütün olur yurdun meleklerle dolar. Şairleri hor hakir olan millet yere batar... Bu sözlerim aklınızda bulunsun ey biçare ahali
Tulpar bu sözleri söylemiş uçmuş gitmiş.
Meğer bu tulpar değil Şair'in dile gelen ruhu imiş.
-Osman Nasır- (Arka Kapak)