Bilindiği gibi, ülkemizin içinde bulunduğu karmaşık ekonomik sorunlar sonucu geleneksel bankacılık sistemimizin uyguladığı faiz sistemi, tasarrufun gerçek değerini dahi koruyamaz dönemleri yaşayabilmektedir. Özellikle, ağır enflasyonist dönemlerin yaşandığı ve enflasyona karşı indeksleme yönteminin uygulanmadığı geleneksel bankacılık sisteminde, mevcut faiz sisteminin tasarrufa ek bir likidite sağlaması bir yana tasarrufun reel değerinin korunup, korunamadığı tartışılır hale gelmiştir. Ancak diğer yandan bu koşullar altında kağıt para sistemi sürekli olarak düşen reel satın alma gücü ile faizsel bir ekonomiye nasıl uyum sağlayabilir, bu oldukça düşündürücü bir konudur.
Bununla beraber, ülkemizde Özel Finans Kurumları yapısı altında son yıllarda başlatılan uygulamalar sonucu, "Faizsiz Ekonomi" temelinden hareketle ve "Faizsiz Bankacılık" kavramı altında çağdaş bankacılık sistemine yeni bir boyut, yeni bir alternatif finans sisteminin kazandırılıp, kazandırılmadığı konusu bilimsel açıdan tartışılması gereken bir konu haline gelmiştir.
Bilindiği gibi, konu gerek yeni bir finans sistemi olma niteliklerini taşıması yönünden önemli olduğu kadar, uygulandığı ülkelerin hızlı ve dengeli kalkınma, adil gelir dağılımı, sosyo-ekonomik adalet ve toplumsal refah gibi makro-ekonomik hedefleri ile sıkı bir ilişki içindedir.
Bu nedenle sempozyumumuzun amacı, 1984'ten itibaren ülkemizde faaliyete başlayan Özel Finans Kurumları'nın, Türkiye Ekonomisinin reel ve parasal sektörlerine yaptığı katkıların değerlendirilmesine yöneliktir. (Sunuştan)
Bilindiği gibi, ülkemizin içinde bulunduğu karmaşık ekonomik sorunlar sonucu geleneksel bankacılık sistemimizin uyguladığı faiz sistemi, tasarrufun gerçek değerini dahi koruyamaz dönemleri yaşayabilmektedir. Özellikle, ağır enflasyonist dönemlerin yaşandığı ve enflasyona karşı indeksleme yönteminin uygulanmadığı geleneksel bankacılık sisteminde, mevcut faiz sisteminin tasarrufa ek bir likidite sağlaması bir yana tasarrufun reel değerinin korunup, korunamadığı tartışılır hale gelmiştir. Ancak diğer yandan bu koşullar altında kağıt para sistemi sürekli olarak düşen reel satın alma gücü ile faizsel bir ekonomiye nasıl uyum sağlayabilir, bu oldukça düşündürücü bir konudur.
Bununla beraber, ülkemizde Özel Finans Kurumları yapısı altında son yıllarda başlatılan uygulamalar sonucu, "Faizsiz Ekonomi" temelinden hareketle ve "Faizsiz Bankacılık" kavramı altında çağdaş bankacılık sistemine yeni bir boyut, yeni bir alternatif finans sisteminin kazandırılıp, kazandırılmadığı konusu bilimsel açıdan tartışılması gereken bir konu haline gelmiştir.
Bilindiği gibi, konu gerek yeni bir finans sistemi olma niteliklerini taşıması yönünden önemli olduğu kadar, uygulandığı ülkelerin hızlı ve dengeli kalkınma, adil gelir dağılımı, sosyo-ekonomik adalet ve toplumsal refah gibi makro-ekonomik hedefleri ile sıkı bir ilişki içindedir.
Bu nedenle sempozyumumuzun amacı, 1984'ten itibaren ülkemizde faaliyete başlayan Özel Finans Kurumları'nın, Türkiye Ekonomisinin reel ve parasal sektörlerine yaptığı katkıların değerlendirilmesine yöneliktir. (Sunuştan)