“Köylüye özgüven gelmişti. Eskiden durmadan onlara hakaret eden şehirli insanlar ve hatta köydeki toprak sahipleri eski rahatlıklarıyla hakaret edemiyorlardı. Herhangi bir saldırıya karşı da kendileri savunma mekanizmaları geliştirmişti. Şehre gelirken onlara ‘Kürt' diye taş atan Kürt çocuklar artık onları savunan gençler olmuşlardı. (…) O döneme denk düşen önemli bir değişim daha yaşanmaktaydı. Büyük toprak sahipleri traktör kullanmaya başlayınca toprağa bağlı yaşayan köylülerin çoğu köylerden kovuldu. Bu köylüler işsiz, evsiz bir şekilde şehrin sokaklarının yolunu tuttu. Bu zoraki göçün şehirlerdeki toplumsal dönüşümü önemli oranlarda etkilediğini özellikle belirtmekte yarar vardır.”
İbrahim Küreken, “parçası, tanığı, mahkûmu, sürgünü” olduğu Kürt ulusal hareketinin 1960'lardan günümüze uzanan yaklaşık elli yıllık bir kesitinden canlı tecrübeler aktarıyor. Bu harekete damgasını vuran temel gelişmelerin ve “ana akımın” yanı sıra '70'lerin DDKD (Devrimci Demokratik Kültür Derneği), Kawa hareketi ve TKDP'sindeki (Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi) mücadeleler… Hapishane zulmü… Yakın dönemde başka partilerin yanı sıra Hak-Par tecrübesi… Sadece “siyaset” yok Küreken'in anılarında. 1950'lerin ve '60'ların Siverek'inde gündelik hayat ve aşiret düzeni var. Değişik dönemlerde Türkiye'de, Ukrayna'da, Rusya'da, Sibirya'da inşaatlarda geçen günler ve insan ilişkileri var. Aslında, bütün bir hayatı kat eden insan ilişkilerinin geniş bir panoraması var.