İnsan amaçlarına ulaşabilmek için her eylemi tek başına gerçekleştiremeyeceğini anladığı günden bu yana gruplaşmaya başlamış, gruplar giderek büyümüş, örgütlere dönüşmüştür. Örgütler amaçları olan yapılandınlmış sosyal varlıklardır. Örgütler yaşamımızın her karesinde mevcuttur. Ailemiz, okulumuz, desteklediğimiz futbol takımı, üyesi olduğumuz dernekler, çalıştığımız işyeri, hepsi birer örgüttür. Çünkü, hepsinin belli başlı amaçları vardır, hepsinde bir yapı mevcuttur: yani astların ve üstlerin bulunduğu bir düzen içinde yetkilerin, sorumlulukların, hiyerarşinin, görev tanımlarının, yaptırımların mevcut olduğu bir düzen vardır. Hepsi de birer sosyal varlık olarak tanımlanabilir, çünkü insanların bir araya gelmesi sonucunda oluşmuştur. Bizim çalışmamızın temelini işletme örgütleri oluşturacaktır.
İşletme örgütlerinin de diğer örgütlerde olduğu gibi en önemli varlığı bünyesinde istihdam ettikleri insan gücüdür. Çünkü bu örgütleri kuran, devamını sağlayan, kısaca onları yaşayan varlıklar haline getiren insandır. Bir işletme örgütünü sistem olarak değerlendirecek olursak, gerek yöneticiler, gerekse her kademede çalışan personel bu bütünün ayrılmaz birer parçasıdır ve bu sistemin amaçlarına ulaşabilmesi için bu ayrılmaz parçaların uyum içerisinde çalışması gerekir. Olaya bu açıdan bakarsak, işletmelerde insan kaynakları fonksiyonunun önemini de kolayca kavrayabiliriz. (Giriş'ten)