#smrgKİTABEVİ Refi-i Amidi Divanı - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256869158
Kargoya Teslim Süresi:
6&9
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
457
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
509,60
Havale/EFT ile:
494,31
Siparişiniz 6&9 iş günü arasında kargoda
1199218518
605139
https://www.simurgkitabevi.com/refi-i-amidi-divani-2023
Refi-i Amidi Divanı - 2023 #smrgKİTABEVİ
509.60
XVII. yüzyılın ikinci yarısında Diyarbakır'da dünya gelmiş olan Refi‘ Klasik Türk edebiyatı ekolünün son dönem şairlerindendir. İlk gençlik yıllarını Diyarbakır'da geçiren Refi‘, 1786'da Sultan I. Abdulhamid devrinde otuz yaşlarında iken İstanbul'a gelmiş ve Diyarbakır valiliği yaptığı sırada tanıştığı Sadrazam Yusuf Ziya Paşa'nın himayesine girmiş, ona kasideler sunmuştur. İstanbul'da ne kadar kaldığı bilinmeyen şair, mesleği itibariyle birçok şehirde bulunmuştur. Devrinde şairliğinin yanında ilmi, açık sözlülüğü, nükteleri ve serbest hareketleriyle de tanınan Refi‘nin İstanbul'a tekrar ne zaman döndüğü hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Sultan II. Mahmud devrinde İstanbul'da olduğu bilinen Refi‘ 1816 yılında burada vefat etmiştir.
Alim şairler zümresinden olup mürettep bir divanı ve Şeyh Galib'in “Hüsn ü ‘Aşk” adlı mesnevisine “Can u Canan” adında bir naziresi vardır. İyi bir eğitim gören şairin Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde şiir söyleme kabiliyetine sahiptir. Refi‘'nin manzumelerinin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri farklı tarz ve üslup tonlarında kaleme alınmış olmasıdır. Şairin Divanı'ndaki manzumeler incelenirse manzumelerdeki üslup çeşitliliğinin fark edilmemesi neredeyse imkânsızdır. Refi‘'nin manzumelerinde var olan bu üslup çeşitliliği onun şiir söylemedeki kabiliyetine isnat edilebileceği gibi diğer taraftan da onun herhangi bir üsluba tam olarak bağlanmadığı ve gelenek içerisinde var olan üsluplar arasında arayış içerisinde olduğuna yorulabilir.
Refi‘'nin şiirlerinde dikkat çeken bir başka özellik ise baştan sona Türkçe kelimelerle söylediği kimi manzumeleridir. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen şairin kaleme aldığı kimi manzumelerin başında yer alan “Elfaz u lügat-i ‘Arabiden ‘ari bir musanna‘ gazeldir” ve “Elfaz-ı lügat-i Farisi'den ‘ari musanna gazeldir” ifadeleri bu dillerin söz dağarcığı ile diğer unsurlarından özellikle uzak durduğunu gösterir. Refi‘ zaman zaman manzumelerinde bu özelliğini dile getirip sade Türkçeyle şiir yazmayı övünç vesilesi olarak görür.
Çımçıkla Türki oldı yine bu gazel Refi‘
Var mı bu söze söz bulacak başka söz eri
Alim şairler zümresinden olup mürettep bir divanı ve Şeyh Galib'in “Hüsn ü ‘Aşk” adlı mesnevisine “Can u Canan” adında bir naziresi vardır. İyi bir eğitim gören şairin Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde şiir söyleme kabiliyetine sahiptir. Refi‘'nin manzumelerinin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri farklı tarz ve üslup tonlarında kaleme alınmış olmasıdır. Şairin Divanı'ndaki manzumeler incelenirse manzumelerdeki üslup çeşitliliğinin fark edilmemesi neredeyse imkânsızdır. Refi‘'nin manzumelerinde var olan bu üslup çeşitliliği onun şiir söylemedeki kabiliyetine isnat edilebileceği gibi diğer taraftan da onun herhangi bir üsluba tam olarak bağlanmadığı ve gelenek içerisinde var olan üsluplar arasında arayış içerisinde olduğuna yorulabilir.
Refi‘'nin şiirlerinde dikkat çeken bir başka özellik ise baştan sona Türkçe kelimelerle söylediği kimi manzumeleridir. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen şairin kaleme aldığı kimi manzumelerin başında yer alan “Elfaz u lügat-i ‘Arabiden ‘ari bir musanna‘ gazeldir” ve “Elfaz-ı lügat-i Farisi'den ‘ari musanna gazeldir” ifadeleri bu dillerin söz dağarcığı ile diğer unsurlarından özellikle uzak durduğunu gösterir. Refi‘ zaman zaman manzumelerinde bu özelliğini dile getirip sade Türkçeyle şiir yazmayı övünç vesilesi olarak görür.
Çımçıkla Türki oldı yine bu gazel Refi‘
Var mı bu söze söz bulacak başka söz eri
XVII. yüzyılın ikinci yarısında Diyarbakır'da dünya gelmiş olan Refi‘ Klasik Türk edebiyatı ekolünün son dönem şairlerindendir. İlk gençlik yıllarını Diyarbakır'da geçiren Refi‘, 1786'da Sultan I. Abdulhamid devrinde otuz yaşlarında iken İstanbul'a gelmiş ve Diyarbakır valiliği yaptığı sırada tanıştığı Sadrazam Yusuf Ziya Paşa'nın himayesine girmiş, ona kasideler sunmuştur. İstanbul'da ne kadar kaldığı bilinmeyen şair, mesleği itibariyle birçok şehirde bulunmuştur. Devrinde şairliğinin yanında ilmi, açık sözlülüğü, nükteleri ve serbest hareketleriyle de tanınan Refi‘nin İstanbul'a tekrar ne zaman döndüğü hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Sultan II. Mahmud devrinde İstanbul'da olduğu bilinen Refi‘ 1816 yılında burada vefat etmiştir.
Alim şairler zümresinden olup mürettep bir divanı ve Şeyh Galib'in “Hüsn ü ‘Aşk” adlı mesnevisine “Can u Canan” adında bir naziresi vardır. İyi bir eğitim gören şairin Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde şiir söyleme kabiliyetine sahiptir. Refi‘'nin manzumelerinin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri farklı tarz ve üslup tonlarında kaleme alınmış olmasıdır. Şairin Divanı'ndaki manzumeler incelenirse manzumelerdeki üslup çeşitliliğinin fark edilmemesi neredeyse imkânsızdır. Refi‘'nin manzumelerinde var olan bu üslup çeşitliliği onun şiir söylemedeki kabiliyetine isnat edilebileceği gibi diğer taraftan da onun herhangi bir üsluba tam olarak bağlanmadığı ve gelenek içerisinde var olan üsluplar arasında arayış içerisinde olduğuna yorulabilir.
Refi‘'nin şiirlerinde dikkat çeken bir başka özellik ise baştan sona Türkçe kelimelerle söylediği kimi manzumeleridir. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen şairin kaleme aldığı kimi manzumelerin başında yer alan “Elfaz u lügat-i ‘Arabiden ‘ari bir musanna‘ gazeldir” ve “Elfaz-ı lügat-i Farisi'den ‘ari musanna gazeldir” ifadeleri bu dillerin söz dağarcığı ile diğer unsurlarından özellikle uzak durduğunu gösterir. Refi‘ zaman zaman manzumelerinde bu özelliğini dile getirip sade Türkçeyle şiir yazmayı övünç vesilesi olarak görür.
Çımçıkla Türki oldı yine bu gazel Refi‘
Var mı bu söze söz bulacak başka söz eri
Alim şairler zümresinden olup mürettep bir divanı ve Şeyh Galib'in “Hüsn ü ‘Aşk” adlı mesnevisine “Can u Canan” adında bir naziresi vardır. İyi bir eğitim gören şairin Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde şiir söyleme kabiliyetine sahiptir. Refi‘'nin manzumelerinin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri farklı tarz ve üslup tonlarında kaleme alınmış olmasıdır. Şairin Divanı'ndaki manzumeler incelenirse manzumelerdeki üslup çeşitliliğinin fark edilmemesi neredeyse imkânsızdır. Refi‘'nin manzumelerinde var olan bu üslup çeşitliliği onun şiir söylemedeki kabiliyetine isnat edilebileceği gibi diğer taraftan da onun herhangi bir üsluba tam olarak bağlanmadığı ve gelenek içerisinde var olan üsluplar arasında arayış içerisinde olduğuna yorulabilir.
Refi‘'nin şiirlerinde dikkat çeken bir başka özellik ise baştan sona Türkçe kelimelerle söylediği kimi manzumeleridir. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen şairin kaleme aldığı kimi manzumelerin başında yer alan “Elfaz u lügat-i ‘Arabiden ‘ari bir musanna‘ gazeldir” ve “Elfaz-ı lügat-i Farisi'den ‘ari musanna gazeldir” ifadeleri bu dillerin söz dağarcığı ile diğer unsurlarından özellikle uzak durduğunu gösterir. Refi‘ zaman zaman manzumelerinde bu özelliğini dile getirip sade Türkçeyle şiir yazmayı övünç vesilesi olarak görür.
Çımçıkla Türki oldı yine bu gazel Refi‘
Var mı bu söze söz bulacak başka söz eri
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.