Bugün de mezarının başı ucundayım.
Sabahın erken saatlerinde uyandım; uyanır uyanmaz yastığına sarıldım, sonra da yatağımızın yanındaki telefon kürsüsünün üstünde duran gümüş çerçeveli fotoğrafını kaldırıp öptüm, ve fotoğrafı gözlerimin önünde tutarak, "Sen benimlesin," dedim.
Evet, "Benimlesin" dedim.
Aşkımızın ve derin dostluğumuzun gücü, bir de yalnızlığımın buruk acısıyla söyledim bunu.
(Kitabın İçinden)
Bugün de mezarının başı ucundayım.
Sabahın erken saatlerinde uyandım; uyanır uyanmaz yastığına sarıldım, sonra da yatağımızın yanındaki telefon kürsüsünün üstünde duran gümüş çerçeveli fotoğrafını kaldırıp öptüm, ve fotoğrafı gözlerimin önünde tutarak, "Sen benimlesin," dedim.
Evet, "Benimlesin" dedim.
Aşkımızın ve derin dostluğumuzun gücü, bir de yalnızlığımın buruk acısıyla söyledim bunu.
(Kitabın İçinden)