İş Sanat Kibele Galerisi, resim sanatının önde gelen isimlerinden Fevzi Karakoç'un sanat hayatı boyunca izlediği evreleri gözler önüne seren bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Eserlerinde mantık ve duygu kavramlarını ustalıkla harmanlayan Karakoç, 40 yılı aşan sanat hayatında tekdüzeliğe düşmeden, sürekli yeniyi arayarak üretkenliğini koruyor.
Kültürler ve hikâyeler arasında sanatsal bir köprü
“Figürlerin bir araya toplanıp dağıldıkları yer. Hem bir an hem bir kavşak. Az sonra herkes yönüne gidecek. Durup yerleştikleri, farklı ritimlerin ortak bir tempoya dönüşmek için yumuşayarak birbirine benzediği, hepsinin, her şeyin yoğunlaşıp derinleştiği bir anda başkalarının gözlerine açılıyorlar.” - Murathan Mungan
1968-1990 yılları arasında insanlar ve toplumlar arası ilişkilere odaklanan Karakoç'un, 1990 sonrası yaptığı eserlerde sıradan objeleri ya da figürleri resmetmeyi tercih ettiği görülüyor. Tuvallerindeki atlar, biniciler, meyveler kompozisyon içindeki kullanılış biçimleriyle farklı kültürler ve hikâyeler arasında bir köprü işlevi görüyor. İki boyutlu at ve binici figürleriyle Osmanlı İmparatorluğu'ndaki resim tarihine ve minyatür sanatına göndermede bulunan sanatçı, eserlerinin konusunu oluştururken doğudan esinlense de ifade şekliyle batıyı yansıtıyor. Figüratif öğeler içeren son dönem çalışmaları, birbirini izleyen bir dizi şeklinde oluşturulmuş resimdeki ögeler eserlere dinamizm ve estetik katıyor. Sanatçının bu eserlerinde daha az detay kullandığı, siyah, beyaz ya da gri renklerin ağırlıkta olduğu göze çarpıyor. Aynı coğrafyada yaşanan farklı tarihsel dönemleri ya da aynı tarihsel dönem içinde yer alan farklı coğrafyaları anlatan ressamın eserlerini Türk edebiyatının usta kalemi Murathan Mungan şöyle anlatıyor: “Karakoç'un eserlerinin hem bir başlarına tarihleri var, hem de topluca okunmalarından bir tarih ortaya çıkıyor. Bulunmuş tabletler gibiler; yan yana sıralanmaları ve okunmaları gerekiyor. Hem kendi içlerinde hem birbirleriyle olmalarından, birbirlerini izlemelerinden ortaya çıkan hikâyenin kat ettiği süreçten topluca okunmaları gerekiyor.” Sanatseverlerin ilgi ve beğeniyle takip edecekleri sergi, 7 Ocak - 21 Şubat 2015 tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi'nde ziyaret edilebilir.
Sanatçı hakkında:
1947 yılında Çankırı'da doğan Fevzi Karakoç, 1968-1972 yılları arasında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1979 yılında Uluslararası Salzburg Yaz Akademisi'ne katılan sanatçı, 1983 yılında özgün baskı resim dalında sanatta yeterlilik sertifikası aldı. 1993 yılında profesör olan sanatçı, 2002 yılına kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde çalıştı. 2002 Şubat ayından bu yana Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde deneyimlerini genç sanatçı adaylarıyla paylaşan Karakoç, Salzburg Şehri Onur Ödülü, Devlet Resim Heykel Sergisi Ödülü ve Viking Kağıt, Baskıresim Ödülü gibi çok sayıda özel ödülün de sahibidir.
İş Sanat Kibele Galerisi, resim sanatının önde gelen isimlerinden Fevzi Karakoç'un sanat hayatı boyunca izlediği evreleri gözler önüne seren bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Eserlerinde mantık ve duygu kavramlarını ustalıkla harmanlayan Karakoç, 40 yılı aşan sanat hayatında tekdüzeliğe düşmeden, sürekli yeniyi arayarak üretkenliğini koruyor.
Kültürler ve hikâyeler arasında sanatsal bir köprü
“Figürlerin bir araya toplanıp dağıldıkları yer. Hem bir an hem bir kavşak. Az sonra herkes yönüne gidecek. Durup yerleştikleri, farklı ritimlerin ortak bir tempoya dönüşmek için yumuşayarak birbirine benzediği, hepsinin, her şeyin yoğunlaşıp derinleştiği bir anda başkalarının gözlerine açılıyorlar.” - Murathan Mungan
1968-1990 yılları arasında insanlar ve toplumlar arası ilişkilere odaklanan Karakoç'un, 1990 sonrası yaptığı eserlerde sıradan objeleri ya da figürleri resmetmeyi tercih ettiği görülüyor. Tuvallerindeki atlar, biniciler, meyveler kompozisyon içindeki kullanılış biçimleriyle farklı kültürler ve hikâyeler arasında bir köprü işlevi görüyor. İki boyutlu at ve binici figürleriyle Osmanlı İmparatorluğu'ndaki resim tarihine ve minyatür sanatına göndermede bulunan sanatçı, eserlerinin konusunu oluştururken doğudan esinlense de ifade şekliyle batıyı yansıtıyor. Figüratif öğeler içeren son dönem çalışmaları, birbirini izleyen bir dizi şeklinde oluşturulmuş resimdeki ögeler eserlere dinamizm ve estetik katıyor. Sanatçının bu eserlerinde daha az detay kullandığı, siyah, beyaz ya da gri renklerin ağırlıkta olduğu göze çarpıyor. Aynı coğrafyada yaşanan farklı tarihsel dönemleri ya da aynı tarihsel dönem içinde yer alan farklı coğrafyaları anlatan ressamın eserlerini Türk edebiyatının usta kalemi Murathan Mungan şöyle anlatıyor: “Karakoç'un eserlerinin hem bir başlarına tarihleri var, hem de topluca okunmalarından bir tarih ortaya çıkıyor. Bulunmuş tabletler gibiler; yan yana sıralanmaları ve okunmaları gerekiyor. Hem kendi içlerinde hem birbirleriyle olmalarından, birbirlerini izlemelerinden ortaya çıkan hikâyenin kat ettiği süreçten topluca okunmaları gerekiyor.” Sanatseverlerin ilgi ve beğeniyle takip edecekleri sergi, 7 Ocak - 21 Şubat 2015 tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi'nde ziyaret edilebilir.
Sanatçı hakkında:
1947 yılında Çankırı'da doğan Fevzi Karakoç, 1968-1972 yılları arasında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1979 yılında Uluslararası Salzburg Yaz Akademisi'ne katılan sanatçı, 1983 yılında özgün baskı resim dalında sanatta yeterlilik sertifikası aldı. 1993 yılında profesör olan sanatçı, 2002 yılına kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde çalıştı. 2002 Şubat ayından bu yana Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde deneyimlerini genç sanatçı adaylarıyla paylaşan Karakoç, Salzburg Şehri Onur Ödülü, Devlet Resim Heykel Sergisi Ödülü ve Viking Kağıt, Baskıresim Ödülü gibi çok sayıda özel ödülün de sahibidir.