#smrgKİTABEVİ Rızası Yok Bir Kereden Çok Şey Olur - 2023
Bu kitap, cinsel istismar mağduru, görmezden, duymazdan gelinen, “Bir kereden bir şey olmaz!” “Küçüğün rızası varmış!” gibi savunmalarla vakaları geçiştirilen, toplu tecavüze uğrayan, cemaat evlerinde kafası kesilen ve yurtlarda diri diri yanan, altı yaşında evlendirilen çocuklar için yazıldı.
Bu çocuklar, mağdur edildikten sonra, buharlaşıp yok olmuyorlar. Büyüyor ve topluma karışıyorlar. Mağdurun hikâyesi o gün, o saatte, o korkunç hadiseden sonra son bulmuyor, aksine tam olarak orada başlıyor. Devasa travmaların üzerlerinde bıraktığı etkileri anlayamadan, kimseye anlatamadan, hayata karışıyor, çocuk olmayı hiç deneyimlemeden, kendilerini güvende hissetmeden yanı başımızda yaşamaya çalışıyorlar.
O çocuklar büyüdü ayakta kaldı ve hayatın içine karıştılar, kimileri imam oldu, onların ardında saf tutup namaz kıldık. Kimi doktor oldu bizi muayene etti, bir kısmı öğretmen oldu, bizim onlara reva görmediğimiz çocukluğu kendi sınıflarında çocuklarımıza hediye ettiler.
Çoğuyla bir yerde yolumuz kesişti ve göz göze geldik, bir şekilde muhatap olduk ruhumuz bile duymadı. Kimileri aşçı, polis, kimileri tezgâhtar, işçi, mavi yakalı… Ama en önemlisi onlar da ebeveyn oluyor. Yeni nesiller yetiştirecekler, yüreklerindeki yara iyileşti mi dersiniz?
Gücü yaşadıklarını eritmeye yetmemiş, tecavüzün altında ezilmiş, öfkesini yönetememiş, kısaca rehabilite olma imkânını bulamamış yüzlercesi ne oldu?
Bu kitap, cinsel istismar mağduru, görmezden, duymazdan gelinen, “Bir kereden bir şey olmaz!” “Küçüğün rızası varmış!” gibi savunmalarla vakaları geçiştirilen, toplu tecavüze uğrayan, cemaat evlerinde kafası kesilen ve yurtlarda diri diri yanan, altı yaşında evlendirilen çocuklar için yazıldı.
Bu çocuklar, mağdur edildikten sonra, buharlaşıp yok olmuyorlar. Büyüyor ve topluma karışıyorlar. Mağdurun hikâyesi o gün, o saatte, o korkunç hadiseden sonra son bulmuyor, aksine tam olarak orada başlıyor. Devasa travmaların üzerlerinde bıraktığı etkileri anlayamadan, kimseye anlatamadan, hayata karışıyor, çocuk olmayı hiç deneyimlemeden, kendilerini güvende hissetmeden yanı başımızda yaşamaya çalışıyorlar.
O çocuklar büyüdü ayakta kaldı ve hayatın içine karıştılar, kimileri imam oldu, onların ardında saf tutup namaz kıldık. Kimi doktor oldu bizi muayene etti, bir kısmı öğretmen oldu, bizim onlara reva görmediğimiz çocukluğu kendi sınıflarında çocuklarımıza hediye ettiler.
Çoğuyla bir yerde yolumuz kesişti ve göz göze geldik, bir şekilde muhatap olduk ruhumuz bile duymadı. Kimileri aşçı, polis, kimileri tezgâhtar, işçi, mavi yakalı… Ama en önemlisi onlar da ebeveyn oluyor. Yeni nesiller yetiştirecekler, yüreklerindeki yara iyileşti mi dersiniz?
Gücü yaşadıklarını eritmeye yetmemiş, tecavüzün altında ezilmiş, öfkesini yönetememiş, kısaca rehabilite olma imkânını bulamamış yüzlercesi ne oldu?