Demiryolu işçisi Andery Martinovun çok uzun yıllar sürecek ve sosyalizmin güçlendirilmesi amacıyla kurulmuş Olağanüstü Komite; ÇeKa macerasının anlatıldığı Saat Onüçte Sayın Generalim; roman niteliğinin ötesinde yakın tarihe ışık tutuyor adeta. ÇeKa'daki ilk başarısı ölü taklidi yapan bir kaçakçıyı yakalamak olan Andrey Martinovun macerasında 1918den, İkinci Dünya Savaşına uzanan dilimde, hayatın her cephesinden tanık oluyoruz sosyalist Ekim Devrimini güçlendirmek için atılan adımlara.
24 Mayıs 2011
Kaç yaşındasın Martinov?
Yirmi.
Seni bir başka işe göndersek, gider misin?
Burada bir kimseye engel mi oluyorum? Burası da fena değil.
ÇeKa diye bir şey duydun mu?
Gazetelerde okudum. Komploları ortaya çıkarıyor.
Çekada çalışmak ister misin?
Bir şey diyemem şimdilik. Düşünmem gerek.
Düşünmeye vakit yok. Yarın orada olman lazım. Razı mısın?
Uzun zaman için mi?
Bilmiyorum. Herhalde değil. Bir süre çalıştıktan sonra yine buraya döneceksin.
Hele bir karımla görüşeyim.
Sonra görüşürsün. Razı mısın?
Evet.
Bu sözlerle başlar demiryolu işçisi Andery Martinovun çok uzun yıllar sürecek Ekim Devrimi lideri Leninin önerisiyle kurulmuş Olağanüstü Komite; ÇeKa macerası. Tren denetiminde ölü taklidi yapan bir kaçakçıyı yakalamak olur Martinovun Sosyalist devrimi güçlendirme amacıyla kurulmuş ÇeKadaki ilk başarısı. Çok kısa sürecek diye başlayan bu macerada Martinov, gün gelecek kendisini İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman hatlarında hain Rus generallerinin karargahında casus olarak bulacaktır.
Gerçek tarihsel olaylara dayanan romanda, tüm karakterler gerçek adlarıyla yer alıyor. Saat Onüçte Sayın Generalim'de yalnızca başkahramanın adı değiştirildiği dikkate alınırsa, aynı zamanda bir belgesel niteliği de kazanıyor bu roman. Kahramanları için "Gerçek tarihsel olgulara ve gerçek insan kaderlerine dayanmaktadır diyen yazar Arkadiy Vasiliev'in, gençliğinde Çekist olarak çalışmasının da katkısıyla incelediği binlerce belgeye dayalı gerçekler, olanca dinamizmi ve derinliğiyle sunuluyor bu romanda.
Okuyucuya Lenin, ÇeKa'nın kurucusu Cerjinski, Sverdlov, Frunze gibi tarihsel kişilikleri yakından tanıma olanağı vermekle kalmıyor, ünleri kendi çevrelerini aşmıyor olsa da olayların akışında rol oynayan kahraman ya da hain pek çok kişilikle tanıştırıyor. Kaldıraç Yayınevi tarafından okurlara sunulan "Saat Onüçte Sayın Generalim" onları tanıtmadaki ustalığıyla "insan"ı anlama olanağı veriyor.
Demiryolu işçisi Andery Martinovun çok uzun yıllar sürecek ve sosyalizmin güçlendirilmesi amacıyla kurulmuş Olağanüstü Komite; ÇeKa macerasının anlatıldığı Saat Onüçte Sayın Generalim; roman niteliğinin ötesinde yakın tarihe ışık tutuyor adeta. ÇeKa'daki ilk başarısı ölü taklidi yapan bir kaçakçıyı yakalamak olan Andrey Martinovun macerasında 1918den, İkinci Dünya Savaşına uzanan dilimde, hayatın her cephesinden tanık oluyoruz sosyalist Ekim Devrimini güçlendirmek için atılan adımlara.
24 Mayıs 2011
Kaç yaşındasın Martinov?
Yirmi.
Seni bir başka işe göndersek, gider misin?
Burada bir kimseye engel mi oluyorum? Burası da fena değil.
ÇeKa diye bir şey duydun mu?
Gazetelerde okudum. Komploları ortaya çıkarıyor.
Çekada çalışmak ister misin?
Bir şey diyemem şimdilik. Düşünmem gerek.
Düşünmeye vakit yok. Yarın orada olman lazım. Razı mısın?
Uzun zaman için mi?
Bilmiyorum. Herhalde değil. Bir süre çalıştıktan sonra yine buraya döneceksin.
Hele bir karımla görüşeyim.
Sonra görüşürsün. Razı mısın?
Evet.
Bu sözlerle başlar demiryolu işçisi Andery Martinovun çok uzun yıllar sürecek Ekim Devrimi lideri Leninin önerisiyle kurulmuş Olağanüstü Komite; ÇeKa macerası. Tren denetiminde ölü taklidi yapan bir kaçakçıyı yakalamak olur Martinovun Sosyalist devrimi güçlendirme amacıyla kurulmuş ÇeKadaki ilk başarısı. Çok kısa sürecek diye başlayan bu macerada Martinov, gün gelecek kendisini İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman hatlarında hain Rus generallerinin karargahında casus olarak bulacaktır.
Gerçek tarihsel olaylara dayanan romanda, tüm karakterler gerçek adlarıyla yer alıyor. Saat Onüçte Sayın Generalim'de yalnızca başkahramanın adı değiştirildiği dikkate alınırsa, aynı zamanda bir belgesel niteliği de kazanıyor bu roman. Kahramanları için "Gerçek tarihsel olgulara ve gerçek insan kaderlerine dayanmaktadır diyen yazar Arkadiy Vasiliev'in, gençliğinde Çekist olarak çalışmasının da katkısıyla incelediği binlerce belgeye dayalı gerçekler, olanca dinamizmi ve derinliğiyle sunuluyor bu romanda.
Okuyucuya Lenin, ÇeKa'nın kurucusu Cerjinski, Sverdlov, Frunze gibi tarihsel kişilikleri yakından tanıma olanağı vermekle kalmıyor, ünleri kendi çevrelerini aşmıyor olsa da olayların akışında rol oynayan kahraman ya da hain pek çok kişilikle tanıştırıyor. Kaldıraç Yayınevi tarafından okurlara sunulan "Saat Onüçte Sayın Generalim" onları tanıtmadaki ustalığıyla "insan"ı anlama olanağı veriyor.