#smrgKİTABEVİ Sanat Bizi Seviyor - 2017

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Tarcan Matbaacılık
Dizi Adı:
Sanat 4
ISBN-10:
9789752410633
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Stok Kodu:
1199060406
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
288 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
154,00
Havale/EFT ile: 149,38
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199060406
446378
Sanat Bizi Seviyor -        2017
Sanat Bizi Seviyor - 2017 #smrgKİTABEVİ
154.00
Biz sanatı nasıl seviyorsak sanatın da bizi sevebileceğini az çok sezinlemiş olmamız gerekir. Sanatla bir etkileşime girmeden ne onu hakkıyla tanıyabilir ne de o sırrını bütünüyle bizimle paylaşabilir. Evet, sanat bize gelir, içimizde doğar, gelişir ve nihai noktada bizi dönüştürür. Yarım kalan ve sükût-u hayale uğrayan bir sevgi değildir bu. Sanat bizi bir yerden alıp başka bir yere götürürken verdiği sözde hep durmuştur. Sanatın evrensel belleği, güzelliği (çirkin de olsa) ifadeyi ve düşünceyi yaratan bir tür arketiptir. Nesnelere nasıl bir bakışımız varsa, nesnelerin de üzerimizde aynı şekilde bir bakışı vardır. Esasen sanatın doğasından dışa doğru sürekli yayılan, etki altında bırakan bir “aura”; renklere, çizgilere ve desenlere sinmiş, sanatçının hiç kesintiye uğramayan sevgisidir bu.

Ali Akay, sanat üzerine yazılarında uzun yılların birikimini yansıtıyor. Sergilerden, bienallere, müzelerden çağdaş sanat akımlarına kadar birçok konuyu kavramsal ve felsefi düzeyde değerlendiriyor. Paul Cézanne, Marcel Duchamp, Jean Miró, Jean-Luc Moulène, Anish Kapoor gibi yaratıcı, dönüştürücü ve eleştirel dünyaların izlerini adım adım takip ediyor. Marquis de Sade, Pierre Bourdieu ve Gilles Deleuze gibi isimlerle bu perspektif daha da genişliyor. Ayrıca sanatın sosyolojik bir bakışa tâbi tutulduğu yazılardaysa, toplumun sanata karşı hâlâ büyük bir borcunun olduğunu ve sanatın sevgisinde karşılık bulamadığı ortamlarda bu hesabın pek de kolay kapanamayacağı görülüyor.

Biz sanatı nasıl seviyorsak sanatın da bizi sevebileceğini az çok sezinlemiş olmamız gerekir. Sanatla bir etkileşime girmeden ne onu hakkıyla tanıyabilir ne de o sırrını bütünüyle bizimle paylaşabilir. Evet, sanat bize gelir, içimizde doğar, gelişir ve nihai noktada bizi dönüştürür. Yarım kalan ve sükût-u hayale uğrayan bir sevgi değildir bu. Sanat bizi bir yerden alıp başka bir yere götürürken verdiği sözde hep durmuştur. Sanatın evrensel belleği, güzelliği (çirkin de olsa) ifadeyi ve düşünceyi yaratan bir tür arketiptir. Nesnelere nasıl bir bakışımız varsa, nesnelerin de üzerimizde aynı şekilde bir bakışı vardır. Esasen sanatın doğasından dışa doğru sürekli yayılan, etki altında bırakan bir “aura”; renklere, çizgilere ve desenlere sinmiş, sanatçının hiç kesintiye uğramayan sevgisidir bu.

Ali Akay, sanat üzerine yazılarında uzun yılların birikimini yansıtıyor. Sergilerden, bienallere, müzelerden çağdaş sanat akımlarına kadar birçok konuyu kavramsal ve felsefi düzeyde değerlendiriyor. Paul Cézanne, Marcel Duchamp, Jean Miró, Jean-Luc Moulène, Anish Kapoor gibi yaratıcı, dönüştürücü ve eleştirel dünyaların izlerini adım adım takip ediyor. Marquis de Sade, Pierre Bourdieu ve Gilles Deleuze gibi isimlerle bu perspektif daha da genişliyor. Ayrıca sanatın sosyolojik bir bakışa tâbi tutulduğu yazılardaysa, toplumun sanata karşı hâlâ büyük bir borcunun olduğunu ve sanatın sevgisinde karşılık bulamadığı ortamlarda bu hesabın pek de kolay kapanamayacağı görülüyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat