#smrgSAHAF Sanat Tarihinin Temel Kavramları - 1990
Sanat, Wölfflin'e göre de bir kültür ve fikir ürünüdür ama, onun kendine özgü olan bir yanı vardır, bu da form'dur. Wölfflin yazılarında "insanlar hep aynı gözle bakmamışlardır dünyaya" diye sık sık tekrarlar. Büyük sanat üslûpları, her devrin dünyaya başka bir gözle baktığını, gördüklerini anlatabilmek için de başka bir form dili yaratmak zorunda kaldığını bize öğretiyor. Göz de görme de -düşünme etkinliği gibi- sürekli bir gelişme içindedir Wölfflin'e göre.
Bu düşüncelerin ürünü olarak ortaya çıkan Sanat Tarihinin Temel Kavramları'nın, sanat çevrelerince yadırganarak yazarın ölüm tarihine (1945) kadar sürecek olan uzun tartışmalara yol açmış olmasına şaşırmamalıdır. Bu kitapla o zamana kadar herkesçe benimsenilen "insanı tanı sanatını anla" ilkesi altüst oluyor: araştırmanın yönü sanat yapıtının içeriğinden form yüzeyine kayıyor, form yapısıyla ilgili sorunlar çözülmeye çalışılıyordu. Böylesine kökten bir yenilik elbette yadırganacak ve tepkiyle karşılanacaktı. (Önsöz'den)
Sanat, Wölfflin'e göre de bir kültür ve fikir ürünüdür ama, onun kendine özgü olan bir yanı vardır, bu da form'dur. Wölfflin yazılarında "insanlar hep aynı gözle bakmamışlardır dünyaya" diye sık sık tekrarlar. Büyük sanat üslûpları, her devrin dünyaya başka bir gözle baktığını, gördüklerini anlatabilmek için de başka bir form dili yaratmak zorunda kaldığını bize öğretiyor. Göz de görme de -düşünme etkinliği gibi- sürekli bir gelişme içindedir Wölfflin'e göre.
Bu düşüncelerin ürünü olarak ortaya çıkan Sanat Tarihinin Temel Kavramları'nın, sanat çevrelerince yadırganarak yazarın ölüm tarihine (1945) kadar sürecek olan uzun tartışmalara yol açmış olmasına şaşırmamalıdır. Bu kitapla o zamana kadar herkesçe benimsenilen "insanı tanı sanatını anla" ilkesi altüst oluyor: araştırmanın yönü sanat yapıtının içeriğinden form yüzeyine kayıyor, form yapısıyla ilgili sorunlar çözülmeye çalışılıyordu. Böylesine kökten bir yenilik elbette yadırganacak ve tepkiyle karşılanacaktı. (Önsöz'den)