#smrgSAHAF Şanlıurfa Kitabeleri [ URFA ] - 1985

Basıldığı Matbaa:
Üçer Ofset
Dizi Adı:
İlmi Araştırma Servisi: 1
Hazırlayan:
Haz.: Mahmut Karakaş
Stok Kodu:
1199017149
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
94 s.
Basım Yeri:
Şanlıurfa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1985
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199017149
403270
Şanlıurfa Kitabeleri [ URFA ] -        1985
Şanlıurfa Kitabeleri [ URFA ] - 1985 #smrgSAHAF
0.00
Kitabeler, geçmişi zamanımıza bağlayan en önemli belgelerdendir. Tarih araştırmalarına yardımcı olmak bakımından kitabeler büyük bir yer tutar. Yine kitabeler, ecdadımızın devrimize yetişen sesidir, diyebiliriz. Urfa'nın birçok yerinde yüzyıllar ötesinden bize yetişen tarihi eserler ve bunların kitabeleri mevcuttur. Çünkü Urfa, dünyanın ilk kurulan şehirlerinden olduğu gibi, Anadolu'muzda müslüman Türklerin en eski şehirlerinden de biridir. Bu yüzden Şanlıurfa'nın hemen her tarihi eserinin üzerinde bir kitabe bulunur. İşte bu kitabelerden biri de vilayet binası önündeki abidede bulunuyor. Fakat şimdiye kadar merak edip bunu okumamıştım. Belki benim gibi bir çok kimse bu abidede ne yazıldığını merak etmemiş, merak edenler de okuyamamışlardır. Birgün bu yazının önünde durdum ve okumaya başladım. Okudukça merakım arttı. Kitabe, Birinci Cihan savaşını iki satırla ne güzel anlatıyordu. Bir tarafında "Ca-yı cihada giden erlere nusret ola" -savaşa giden askerlere yardım dilerken, diğer tarafında "Bu hacer samit değil iklil-i cihad-ı ekberdir" bu taş sessiz değil, büyük savaşın tacıdır, diyor ve Birinci Cihan Savaşı Yun bütün dehşetini ve bu savaşa giden tabur tabur askerleri gözönünde adeta canlandırıyordu. Bunun gibi kitabeler Şanlıurfa'nın bir çok yerinde vardı ve okunmamıştı. Oysa birçok şehirlerin kitabeleri okunmuş ve yayınlanmıştı. Şanlıurfa'da tarih ve kültür merkezi olan bir şehirdi. Urfa'nın kitabeleri neden olmasındı? Bu düşünce beni bütün kitabeleri okuyup hazırlamaya sevketti. Bu yoldan çalışmaya başladım, dört sene gibi bir zamanda bütün kitabeleri hazırladım.

Bazan bir tarih ve bir hükümdar imzası, bazan bir kültür yuvası ve bazan bir cami, çeşme, hatta bazan bir evliyanın türbesi üzerinde bulunan bu kitabeler, baştan aşağı Müslüman Türk'ün Anadolu'muza attığı bir imza ve vurduğu bir mühürdür. Bir tamir kitabesi dahi, sanattaki ustalığını bize gösterirken, en güzel edebiyat örneğini de gözlerimizin önüne seriyor. Böylece yalnız bina yapmakla kalmadıklarını, İlim, kültür, teknik ve edebiyattaki eşsiz ustalıklarını da bırakmış oldukları bu kitabelerle ispatlamış oluyorlar. Allahu Teala rahmetini üzerlerinden eksik etmesin.

Kitabelerin hepsini tam ve doğru olarak okumaya çalıştık. Bütün gayretimize rağmen bazı kitabelerin çok yüksekte olması okumamızı engelledi. Bunun yanında yazıların bir kısmının zaman aşımı dolayısı İle bozulması, kırılması ve taşların düşüp kaybolması da okumamızı çok zorlaştırdı. Okuyamadığımız yerleri noktalar koyarak belirttik. Kitabelerin üzerinde bulunduğu yerler hakkında bilgi verirken, vezinlerini bulduk, yazı türlerini belirttik ve düşürülen tarihleri bularak kaydettik. Bu çalışmamızla eğer bir nebze hizmet edebildiysek ne mutlu. 23.7.1985 (Kitaptan)

Kitabeler, geçmişi zamanımıza bağlayan en önemli belgelerdendir. Tarih araştırmalarına yardımcı olmak bakımından kitabeler büyük bir yer tutar. Yine kitabeler, ecdadımızın devrimize yetişen sesidir, diyebiliriz. Urfa'nın birçok yerinde yüzyıllar ötesinden bize yetişen tarihi eserler ve bunların kitabeleri mevcuttur. Çünkü Urfa, dünyanın ilk kurulan şehirlerinden olduğu gibi, Anadolu'muzda müslüman Türklerin en eski şehirlerinden de biridir. Bu yüzden Şanlıurfa'nın hemen her tarihi eserinin üzerinde bir kitabe bulunur. İşte bu kitabelerden biri de vilayet binası önündeki abidede bulunuyor. Fakat şimdiye kadar merak edip bunu okumamıştım. Belki benim gibi bir çok kimse bu abidede ne yazıldığını merak etmemiş, merak edenler de okuyamamışlardır. Birgün bu yazının önünde durdum ve okumaya başladım. Okudukça merakım arttı. Kitabe, Birinci Cihan savaşını iki satırla ne güzel anlatıyordu. Bir tarafında "Ca-yı cihada giden erlere nusret ola" -savaşa giden askerlere yardım dilerken, diğer tarafında "Bu hacer samit değil iklil-i cihad-ı ekberdir" bu taş sessiz değil, büyük savaşın tacıdır, diyor ve Birinci Cihan Savaşı Yun bütün dehşetini ve bu savaşa giden tabur tabur askerleri gözönünde adeta canlandırıyordu. Bunun gibi kitabeler Şanlıurfa'nın bir çok yerinde vardı ve okunmamıştı. Oysa birçok şehirlerin kitabeleri okunmuş ve yayınlanmıştı. Şanlıurfa'da tarih ve kültür merkezi olan bir şehirdi. Urfa'nın kitabeleri neden olmasındı? Bu düşünce beni bütün kitabeleri okuyup hazırlamaya sevketti. Bu yoldan çalışmaya başladım, dört sene gibi bir zamanda bütün kitabeleri hazırladım.

Bazan bir tarih ve bir hükümdar imzası, bazan bir kültür yuvası ve bazan bir cami, çeşme, hatta bazan bir evliyanın türbesi üzerinde bulunan bu kitabeler, baştan aşağı Müslüman Türk'ün Anadolu'muza attığı bir imza ve vurduğu bir mühürdür. Bir tamir kitabesi dahi, sanattaki ustalığını bize gösterirken, en güzel edebiyat örneğini de gözlerimizin önüne seriyor. Böylece yalnız bina yapmakla kalmadıklarını, İlim, kültür, teknik ve edebiyattaki eşsiz ustalıklarını da bırakmış oldukları bu kitabelerle ispatlamış oluyorlar. Allahu Teala rahmetini üzerlerinden eksik etmesin.

Kitabelerin hepsini tam ve doğru olarak okumaya çalıştık. Bütün gayretimize rağmen bazı kitabelerin çok yüksekte olması okumamızı engelledi. Bunun yanında yazıların bir kısmının zaman aşımı dolayısı İle bozulması, kırılması ve taşların düşüp kaybolması da okumamızı çok zorlaştırdı. Okuyamadığımız yerleri noktalar koyarak belirttik. Kitabelerin üzerinde bulunduğu yerler hakkında bilgi verirken, vezinlerini bulduk, yazı türlerini belirttik ve düşürülen tarihleri bularak kaydettik. Bu çalışmamızla eğer bir nebze hizmet edebildiysek ne mutlu. 23.7.1985 (Kitaptan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat