Şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin…”
Kahramanlarından biri, Yılmaz Odabaşı'nın “Yenik Serçe” şiirinden çıkıp geliyor bu romanın. Adını da Cemal Süreya'nın şiirinden alıyor. Şiirden el alan bir roman…
Bir siyasi roman ve bir aşk romanı. Sıkıyönetim altında, 90'ların sert ve gayri meşru savaş koşullarının eşiğinde “siyasi bir şehir”: Diyarbakır... Orada, kendine bir yol çizmeye çalışan, “ruhu bile sanık” bir genç adam ve dünyayı cehennem bilmiş ürkek bir genç kadın... Bu iki kanadı kırığın hazin aşkı...
“Yenilgi biz, ta kendimiz olunca, artık mesele yenilmek değil, yenilginin takviminden biraz daha zaman koparabilmekti sadece. Biraz daha zaman... Belki bir düşe, belki bir aşka yetecek -ve değecek- kadar zaman...” Zulüm mevsiminde aşk da zulme mi dönüşür?
Şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin…”
Kahramanlarından biri, Yılmaz Odabaşı'nın “Yenik Serçe” şiirinden çıkıp geliyor bu romanın. Adını da Cemal Süreya'nın şiirinden alıyor. Şiirden el alan bir roman…
Bir siyasi roman ve bir aşk romanı. Sıkıyönetim altında, 90'ların sert ve gayri meşru savaş koşullarının eşiğinde “siyasi bir şehir”: Diyarbakır... Orada, kendine bir yol çizmeye çalışan, “ruhu bile sanık” bir genç adam ve dünyayı cehennem bilmiş ürkek bir genç kadın... Bu iki kanadı kırığın hazin aşkı...
“Yenilgi biz, ta kendimiz olunca, artık mesele yenilmek değil, yenilginin takviminden biraz daha zaman koparabilmekti sadece. Biraz daha zaman... Belki bir düşe, belki bir aşka yetecek -ve değecek- kadar zaman...” Zulüm mevsiminde aşk da zulme mi dönüşür?