Her devrin iletişim teknolojisi, yazı, hakikat ve gazetecilik mesleğinin pratiklerini dönüştürüyor. UğurMumcu, bu dönüşüme 1980'lerde çarpıcı şekilde işaret ediyordu. Günümüzde de yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve gazetecilikteki dijital dönüşüm, bir yandan gazetecilik için yeni olanaklar sunarken ,yeni yeni eşitsizliklerin üretilmesi ile gazetecilerin sadık kalması gereken gerçeklerin itibarsızlaşmasına da yol açıyor. Yeni iletişim teknolojileriyle bir yandan bilgi hızla yayılabilirken, diğer yandan da yalan çabucak kitlelerin zihinlerini ele geçirebiliyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönem, tam da bu nedenle yalanın belki de en itibar gördüğü dönem olarak değerlendirilebilir. Yine bu nedenle gerçekleri halka iletebilecek bir gazeteciliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Gazetecilik mesleğindeki dönüşümün yol açtığı sorunların yanı sıra, Türkiye'deki mevcut siyasi iklim ve ekonomik zorluklar nedeniyle giderek işlevsiz hale gelen geleneksel ana akım gazeteciliğe alternatif olan yeni gazetecilik pratikleri arayışı da sürüyor.Budurum, gazetecilik mesleğin de yeni sorunlara ve krizlere yol açarken, varolan etikta rtışmalara yenileri ekleniyor.
Bu kitap, çok boyutlu bir yaklaşımla sayısal eşitsizlikleri ele alırken, gazeteciliğin geleceğini etik değerler, eğitimin niteliği, yeni gazetecilik modelleri ve yalan haberle mücadele temaları etrafında tartışıyor. Elbette bu tartışılan sorun alanlarına örneklerden yola çıkarak etkili çözüm önerileri degetiriyor.
Her devrin iletişim teknolojisi, yazı, hakikat ve gazetecilik mesleğinin pratiklerini dönüştürüyor. UğurMumcu, bu dönüşüme 1980'lerde çarpıcı şekilde işaret ediyordu. Günümüzde de yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve gazetecilikteki dijital dönüşüm, bir yandan gazetecilik için yeni olanaklar sunarken ,yeni yeni eşitsizliklerin üretilmesi ile gazetecilerin sadık kalması gereken gerçeklerin itibarsızlaşmasına da yol açıyor. Yeni iletişim teknolojileriyle bir yandan bilgi hızla yayılabilirken, diğer yandan da yalan çabucak kitlelerin zihinlerini ele geçirebiliyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönem, tam da bu nedenle yalanın belki de en itibar gördüğü dönem olarak değerlendirilebilir. Yine bu nedenle gerçekleri halka iletebilecek bir gazeteciliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Gazetecilik mesleğindeki dönüşümün yol açtığı sorunların yanı sıra, Türkiye'deki mevcut siyasi iklim ve ekonomik zorluklar nedeniyle giderek işlevsiz hale gelen geleneksel ana akım gazeteciliğe alternatif olan yeni gazetecilik pratikleri arayışı da sürüyor.Budurum, gazetecilik mesleğin de yeni sorunlara ve krizlere yol açarken, varolan etikta rtışmalara yenileri ekleniyor.
Bu kitap, çok boyutlu bir yaklaşımla sayısal eşitsizlikleri ele alırken, gazeteciliğin geleceğini etik değerler, eğitimin niteliği, yeni gazetecilik modelleri ve yalan haberle mücadele temaları etrafında tartışıyor. Elbette bu tartışılan sorun alanlarına örneklerden yola çıkarak etkili çözüm önerileri degetiriyor.