#smrgSAHAF Şelale, Söğüt Ağacı -

Stok Kodu:
1199091165
Boyut:
11x11
Sayfa Sayısı:
73 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1996
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199091165
477012
Şelale, Söğüt Ağacı -
Şelale, Söğüt Ağacı - #smrgSAHAF
0.00
Tek başına sevgi yeterli değildir. Tek başına aşkın gözü kördür, meditasyon ona gözleri verir. Meditasyon ona anlayış kazandırır. Ve bir kez senin sevgin hem sevgi hem de meditasyon olduğunda ikiniz aynı yolun yolcusu haline gelirsiniz. O zaman o artık sıradan bir karı koca ilişkisi değildir. O zaman o hayatın gizemlerini keşfetme yolundaki bir dostluğa dönüşür.

Erkek ve kadın tek bir bütünün iki yarısıdır.

Dünyanın çeşitliliğe ihtiyacı vardır. Sadece bir düşün: yalnızca erkeklerin var olduğu bir dünya yahut sadece kadınların var olduğu bir dünya... O, yoksul bir dünya olacaktır, çok yoksul. Erkek ve kadınlar farklı kutuplardır. Dünya onların arasında renkli, güzel olur.

Evet, sorunlar da vardır. Çiçekler tek başına gelmezler, onların dikenleri de gelir. Günler tek başına gelmez, onlar kendileriyle birlikte geceleri de getirirle...

Varoluş kutuplara inanır. Onlar, Karl Marksın diyalektik dediği şekilde işler. Evrim sürecinin kendisi diyalektiktir. Varoluşun tümü farklı kutuplar arasında gelişir.

Kadın daha sezgiseldir, daha içgüdüseldir. Şayet o bir meditasyoncu değilse, sadece içgüdüsel olacaktır. O bedeniyle düşünür. O erkekten daha çok bedeninde kök salmıştır, o erkekten daha çok bedeninin farkındadır ve bedenimiz milyonlarca yıllık geçmiş deneyimlerimizin tamamıdır.

Erkek daha çok zihindedir, daha entelektüeldir. Ancak entelekt çok daha geç döneme ait bir gelişmedir. İçgüdü son derece eski ve çok derindeyken, entelekt son derece yüzeysel ve son derece yenidir, çok çocukçadır. Eğer erkek meditasyon halinde olursa, entelektten kurtulmanın daha zor olduğunu görecektir çünkü onun tüm yetiştirilme tarzı ve eğitimi zihne dayalıdır, entelekttedir. Ve bir meditasyoncu olmak için bildiği her şeyi bırakmak zorundadır.

Kadın daha kolay bir meditasyoncu haline gelebilir çünkü içgüdüden sezgiselliğe sıçramak çok basittir. Entelektten sezgiselliğe sıçramak son derece zordur. Ancak, maalesef asırlar boyunca kadının meditasyon dünyasına katılmasına izin verilmemiştir. Esasında kadın neredeyse tüm dinler tarafından dışlanmıştır. Bunun nedeni çok açıktır: Çünkü tüm dinler bedene karşıdır ve kadınsa beden merkezlidir. Kadını dışlayarak onlar aslında beden odaklı olmayı reddediyorlardı. Onların hepsi bedene karşıdır. Onların tüm dini ideolojileri entelektüeldir. Ve kadın kesinlikle entelektüel etkinliklere kolayca katılamaz. Onun canı sıkılır, "Bu kadar hoş şeyler olurken bu adam neler saçmalıyor" diye düşünür.

Erkek kadının sadece cinsel bedenini kullanmak için iyi olduğunu ama entelektüel konuşmalar yahut felsefi tartışmalar için iyi olmadığını düşünür. Erkekler de kadınlar da diğerinin birazcık ayrı dünyalarda olduğunu bilir. Ve her ikisi de bunda hemfikirdir.

Tek başına sevgi yeterli değildir. Tek başına aşkın gözü kördür, meditasyon ona gözleri verir. Meditasyon ona anlayış kazandırır. Ve bir kez senin sevgin hem sevgi hem de meditasyon olduğunda ikiniz aynı yolun yolcusu haline gelirsiniz. O zaman o artık sıradan bir karı koca ilişkisi değildir. O zaman o hayatın gizemlerini keşfetme yolundaki bir dostluğa dönüşür.

Erkek ve kadın tek bir bütünün iki yarısıdır.

Dünyanın çeşitliliğe ihtiyacı vardır. Sadece bir düşün: yalnızca erkeklerin var olduğu bir dünya yahut sadece kadınların var olduğu bir dünya... O, yoksul bir dünya olacaktır, çok yoksul. Erkek ve kadınlar farklı kutuplardır. Dünya onların arasında renkli, güzel olur.

Evet, sorunlar da vardır. Çiçekler tek başına gelmezler, onların dikenleri de gelir. Günler tek başına gelmez, onlar kendileriyle birlikte geceleri de getirirle...

Varoluş kutuplara inanır. Onlar, Karl Marksın diyalektik dediği şekilde işler. Evrim sürecinin kendisi diyalektiktir. Varoluşun tümü farklı kutuplar arasında gelişir.

Kadın daha sezgiseldir, daha içgüdüseldir. Şayet o bir meditasyoncu değilse, sadece içgüdüsel olacaktır. O bedeniyle düşünür. O erkekten daha çok bedeninde kök salmıştır, o erkekten daha çok bedeninin farkındadır ve bedenimiz milyonlarca yıllık geçmiş deneyimlerimizin tamamıdır.

Erkek daha çok zihindedir, daha entelektüeldir. Ancak entelekt çok daha geç döneme ait bir gelişmedir. İçgüdü son derece eski ve çok derindeyken, entelekt son derece yüzeysel ve son derece yenidir, çok çocukçadır. Eğer erkek meditasyon halinde olursa, entelektten kurtulmanın daha zor olduğunu görecektir çünkü onun tüm yetiştirilme tarzı ve eğitimi zihne dayalıdır, entelekttedir. Ve bir meditasyoncu olmak için bildiği her şeyi bırakmak zorundadır.

Kadın daha kolay bir meditasyoncu haline gelebilir çünkü içgüdüden sezgiselliğe sıçramak çok basittir. Entelektten sezgiselliğe sıçramak son derece zordur. Ancak, maalesef asırlar boyunca kadının meditasyon dünyasına katılmasına izin verilmemiştir. Esasında kadın neredeyse tüm dinler tarafından dışlanmıştır. Bunun nedeni çok açıktır: Çünkü tüm dinler bedene karşıdır ve kadınsa beden merkezlidir. Kadını dışlayarak onlar aslında beden odaklı olmayı reddediyorlardı. Onların hepsi bedene karşıdır. Onların tüm dini ideolojileri entelektüeldir. Ve kadın kesinlikle entelektüel etkinliklere kolayca katılamaz. Onun canı sıkılır, "Bu kadar hoş şeyler olurken bu adam neler saçmalıyor" diye düşünür.

Erkek kadının sadece cinsel bedenini kullanmak için iyi olduğunu ama entelektüel konuşmalar yahut felsefi tartışmalar için iyi olmadığını düşünür. Erkekler de kadınlar da diğerinin birazcık ayrı dünyalarda olduğunu bilir. Ve her ikisi de bunda hemfikirdir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat