#smrgSAHAF Şiir Mecmualarında 16. ve 17. Asır Divan Şiiri: Ulvi - Me'ali - Nihani - Feyzi - Katibi - 1948
Edebiyat tarihi, her şeyden evvel edebî mahsullerin tarihidir. Her hangi bir asrın edebî hüviyetini lâyıkıyle kavramak için yalnız birinci derecede gelen şairlerin eserlerini görmek kâfi değildir. O devrin antolojileri demek olan mecmualara müracaat şarttır. Mecmualardaki eserler, bize devrin umumî edebî zevkini verir, devrin edebî zeminini gösterir. Orada birinci derecedeki şairlerin yanında bazan adı sanı bilinmeyen sanatkârlara rastlanır. Bu iki zümre arasında ikinci ve üçüncü derecede şairler ekseriyeti teşkil eder ve bu edebi zemini ekseriya bu ikinci veya üçüncü derecede gelen şairler yaparlar- Devrin ma'şerî zevkini temsil eden onlardır. Onların eserleri görüldükten sonradır ki büyük şairlerin hakikî tefevvuk sebepleri anlaşılır. Yoksa bu sebepler daima indî olarak kalmaya mahkûmdur. Divan şairlerinin bir çoğu da müretteb divan vücude getirmemiş amatörlerden teşekkül eder. Bunların eserleri ancak mecmualarda görülebilir. Divan vücuda getirenlerin bir çoklarının da eserleri zaman ile kaybolup gitmiştir. Onların beğenilen şiirleri ancak mecmualarda kalmıştır. Bir asrın edebî vaziyetini yani şiire intikal eden fikirleri, duyguları, hayalleri, motifleri etrafiyle ihata için o asra ait bir çok metinleri tedkik şarttır. Biz senelerdenberi uzun araştırmalarla elde ettiğimiz on altıncı asra ait mecmualardaki seçme metinleri fasikül fasikül neşre başlıyoruz. Bu mecmualardan ikisinde bazı sairlerin kendi el yazıları da vardır. Onların da fotografilerini ilâve ediyoruz. -Dr. Ali Nihad Tarlan (Sunuştan)
Edebiyat tarihi, her şeyden evvel edebî mahsullerin tarihidir. Her hangi bir asrın edebî hüviyetini lâyıkıyle kavramak için yalnız birinci derecede gelen şairlerin eserlerini görmek kâfi değildir. O devrin antolojileri demek olan mecmualara müracaat şarttır. Mecmualardaki eserler, bize devrin umumî edebî zevkini verir, devrin edebî zeminini gösterir. Orada birinci derecedeki şairlerin yanında bazan adı sanı bilinmeyen sanatkârlara rastlanır. Bu iki zümre arasında ikinci ve üçüncü derecede şairler ekseriyeti teşkil eder ve bu edebi zemini ekseriya bu ikinci veya üçüncü derecede gelen şairler yaparlar- Devrin ma'şerî zevkini temsil eden onlardır. Onların eserleri görüldükten sonradır ki büyük şairlerin hakikî tefevvuk sebepleri anlaşılır. Yoksa bu sebepler daima indî olarak kalmaya mahkûmdur. Divan şairlerinin bir çoğu da müretteb divan vücude getirmemiş amatörlerden teşekkül eder. Bunların eserleri ancak mecmualarda görülebilir. Divan vücuda getirenlerin bir çoklarının da eserleri zaman ile kaybolup gitmiştir. Onların beğenilen şiirleri ancak mecmualarda kalmıştır. Bir asrın edebî vaziyetini yani şiire intikal eden fikirleri, duyguları, hayalleri, motifleri etrafiyle ihata için o asra ait bir çok metinleri tedkik şarttır. Biz senelerdenberi uzun araştırmalarla elde ettiğimiz on altıncı asra ait mecmualardaki seçme metinleri fasikül fasikül neşre başlıyoruz. Bu mecmualardan ikisinde bazı sairlerin kendi el yazıları da vardır. Onların da fotografilerini ilâve ediyoruz. -Dr. Ali Nihad Tarlan (Sunuştan)