Doğu-İslâm edebiyatlarının ortak hikâye mecmualarından biri.
En eski hikâye mecmualarından biri olan Sindbâdnâme ahlâkî amaçlarla kaleme alınan halk hikâyelerini içerir. İçindeki hikâyelerin bazılarının konuları binbir gece masallarında olduğu gibi birbirine bağlıdır. Bir ana hikâye çerçevesinde çeşitli nüshalarında yirmi bir ile otuz beş arasında değişen küçük hikâyeleri içerir. Hikâyelerde anlatılan olayların Hindistan'da geçmesi ve bazı isimlerin Sanskritçe olması dolayısıyla eserin orada yazıldığı ileri sürülmüştür. Ali b. Hüseyin Mes‘ûdî Sindbâdnâme'nin Hint menşeli olduğunu belirtirken İbnü'n-Nedîm, Hint veya İran kökenli olduğu konusunda ihtilâf bulunduğunu söyler.
Sindbâdnâme'nin elde mevcut versiyonları Pehlevîce yazılmış olan ve muhtemelen VII. asırdan öncesine ait bir asla kadar çıkmaktadır. Sindbâd hikâyelerinin Arap edebiyatındaki en eski örneği Ebân b. Abdülhamîd el-Lâhiki'nin (ö. 200/815-16) manzum Sindbâdnâme'sidir. Sâmânîler devrinin şairi Rûdekî ve daha sonra Ezraki-i Herevî de manzum birer Sindbâdnâme kaleme almışlardır. Sâmânî Hükümdarı II. Nûh'un emriyle Sindbâdnâme'nin Pehlevîce bir versiyonu Hâce Amîd Ebü'l-Fevâris Fenârûzî (Kanâvûzî, Kanârîzî ?) tarafından Yeni Farsça'ya çevrilip mensur olarak tekrar düzenlenmiştir. Bu tercümenin dilini kötü bulan Muhammed b. Ali ez-Zahîrî es-Semerkandî 556-557 (1161-1162) yıllarında eserin yeni bir versiyonunu meydana getirmiş, aynı yüzyılın sonlarında Muhammed b. Ali Dekayiki-yi Mervezî de mensur bir Sindbâdnâme yazmıştır. Semerkandî'nin eseri Ahmet Ateş (İstanbul 1948) tarafından neşredilmiştir. - Azmi Özcan
Doğu-İslâm edebiyatlarının ortak hikâye mecmualarından biri.
En eski hikâye mecmualarından biri olan Sindbâdnâme ahlâkî amaçlarla kaleme alınan halk hikâyelerini içerir. İçindeki hikâyelerin bazılarının konuları binbir gece masallarında olduğu gibi birbirine bağlıdır. Bir ana hikâye çerçevesinde çeşitli nüshalarında yirmi bir ile otuz beş arasında değişen küçük hikâyeleri içerir. Hikâyelerde anlatılan olayların Hindistan'da geçmesi ve bazı isimlerin Sanskritçe olması dolayısıyla eserin orada yazıldığı ileri sürülmüştür. Ali b. Hüseyin Mes‘ûdî Sindbâdnâme'nin Hint menşeli olduğunu belirtirken İbnü'n-Nedîm, Hint veya İran kökenli olduğu konusunda ihtilâf bulunduğunu söyler.
Sindbâdnâme'nin elde mevcut versiyonları Pehlevîce yazılmış olan ve muhtemelen VII. asırdan öncesine ait bir asla kadar çıkmaktadır. Sindbâd hikâyelerinin Arap edebiyatındaki en eski örneği Ebân b. Abdülhamîd el-Lâhiki'nin (ö. 200/815-16) manzum Sindbâdnâme'sidir. Sâmânîler devrinin şairi Rûdekî ve daha sonra Ezraki-i Herevî de manzum birer Sindbâdnâme kaleme almışlardır. Sâmânî Hükümdarı II. Nûh'un emriyle Sindbâdnâme'nin Pehlevîce bir versiyonu Hâce Amîd Ebü'l-Fevâris Fenârûzî (Kanâvûzî, Kanârîzî ?) tarafından Yeni Farsça'ya çevrilip mensur olarak tekrar düzenlenmiştir. Bu tercümenin dilini kötü bulan Muhammed b. Ali ez-Zahîrî es-Semerkandî 556-557 (1161-1162) yıllarında eserin yeni bir versiyonunu meydana getirmiş, aynı yüzyılın sonlarında Muhammed b. Ali Dekayiki-yi Mervezî de mensur bir Sindbâdnâme yazmıştır. Semerkandî'nin eseri Ahmet Ateş (İstanbul 1948) tarafından neşredilmiştir. - Azmi Özcan