#smrgKİTABEVİ Sinemanın Simyası : Senaristin Yolu Aforizmalar - İmgeden Simgeye, Simgeden Gösterime Epistemolojik - Ontolojik Bir Kavram Arayışı -
"Sinema Okuldur" Sinema, imgelerin biçim kazandığı simgeler dünyasıdır ve simgelerin iç yazgıları vardır, mottosundan hareketle insanın ancak tin halleri yoluyla kendini bilebileceği ve kendini bilmenin yazgısı olduğu bir boyutun kapılarını aralayan simyasıyla yazar hayatımızdaki mistik deneyimleri tetikleyen ve ona yön veren tılsımlar üreten beyaz perdenin ardındakileri yeni ve farklı bir şablona oturtarak sunar.
"Sinema Dönüşümdür" Atatürk'ten Hegel'e, İlahi Dinler'den Tasavvuf'a ve çok daha fazlasına yer veren kapsamlı literatürüyle bizi, içimizdeki 'daha'larla yüzleştiren sinemanın eksiklikleri ve gerekliliklerini de işaret eden aydınlanmanın karşıtından geldiği bir eşiğe taşır. İmgenin keşfini deneyim, algılanışını mit, duygusunu sanat ve yaşama geçirilişini din kavramlarıyla bütünleyen inceleme, aforizmalarıyla senaristler ve yönetmenler kadar 'izleyici' kitlesi için de sinemayla gelecek tinsel bir dönüşümün anahtarını uzatır.
Yazarın da belirttiği üzere bu kitabın herkes için yazılmadığı doğrudur ancak okuyacak olanlar için söylenebilecek son cümle, sinema ile ilgili olun ya da olmayın siz sayfaları çevirdikçe: "KENDİNİZE OLAN SADAKATİNİZ SINANACAK". Bengi Başaran
"Sinema Okuldur" Sinema, imgelerin biçim kazandığı simgeler dünyasıdır ve simgelerin iç yazgıları vardır, mottosundan hareketle insanın ancak tin halleri yoluyla kendini bilebileceği ve kendini bilmenin yazgısı olduğu bir boyutun kapılarını aralayan simyasıyla yazar hayatımızdaki mistik deneyimleri tetikleyen ve ona yön veren tılsımlar üreten beyaz perdenin ardındakileri yeni ve farklı bir şablona oturtarak sunar.
"Sinema Dönüşümdür" Atatürk'ten Hegel'e, İlahi Dinler'den Tasavvuf'a ve çok daha fazlasına yer veren kapsamlı literatürüyle bizi, içimizdeki 'daha'larla yüzleştiren sinemanın eksiklikleri ve gerekliliklerini de işaret eden aydınlanmanın karşıtından geldiği bir eşiğe taşır. İmgenin keşfini deneyim, algılanışını mit, duygusunu sanat ve yaşama geçirilişini din kavramlarıyla bütünleyen inceleme, aforizmalarıyla senaristler ve yönetmenler kadar 'izleyici' kitlesi için de sinemayla gelecek tinsel bir dönüşümün anahtarını uzatır.
Yazarın da belirttiği üzere bu kitabın herkes için yazılmadığı doğrudur ancak okuyacak olanlar için söylenebilecek son cümle, sinema ile ilgili olun ya da olmayın siz sayfaları çevirdikçe: "KENDİNİZE OLAN SADAKATİNİZ SINANACAK". Bengi Başaran