İkinci bölümde ise iki ana bölümde ele alınan ahlâkın ilk ana meselesini teşkil eden "Nazarî Ahlâk" problemlerine yer verdik. Burada din ile ahlâkın münasebeti, ahlâkın gelişme ve değişme imkânı, hayır, şer, niyetin ahlâktaki rolü, hürriyet ve irade, mesuliyet, ahlâk kanunu ve ahlâkî hüküm, hak, vazife ve hukuk, vicdan, vicdanın değeri vb. gibi konulan ele almaya çalıştık.
Üçüncü bölümde "Amelî Ahlâk"a yer verdik. Onu da "Ferdî Ahlâk" ve "Sosyal Ahlâk" diye iki kısma ayırdık. Ferdî ahlâk da, ferdin kendi iç dünyasıyla olan münasebetlerinden doğan ahlâkî davranışlar ve ferdin Allah'ı ile olan münasebetlerinden doğan ahlâkî davranışlar diye iki kısma a-yırdık. Birinci kısımda, ferdi, fazilet yönünden yükseltecek hasletlere ve nefsi bozacak kötü şeylerin tehlikelerine yer vermeye çalıştık.
Dinî Ahlâkta ise, ferdin yaratanına karşı makbul bir kul olabilmesi için yapması gereken iman, sevgi, kulluk, şükür, tevekkül, kazaya rıza, yakarma ve bağışlama gibi bir takım dinî mahiyetli vazifelere yer verdik.
Sosyal Ahlâkı da, "Aile Ahlâkı" ve "Toplum Ahlâkı" olarak iki ana kısımda ele aldık."Aile Ahlâkı"nda: aile
Dördüncü bölümde de "Devlet Ahlâkı"na yer verdik. Devlet Ahlâkı da sosyal bir ahlâk olmasına rağmen, onu bazı özelliklerinden dolayı ayrı bir bölümde incelemeyi uygun bulduk. Bu bölümde, "Devlet nedir?", Osmanlı'da XV-III. XIX ve XX. Asırda hakim olan devlet şekilleri, devletin ahlaken lüzumu, halk ve devlet ilişkileri, halk ve devletin karşılıklı vazifeleri, dış politika gibi konulara yer verdik ve bir sonuçla da konumuzu tamamlamaya çalıştık.
Osmanlının son devrinde ahlâka ve ahlâk ilmine çok önem verilmiş, devletin çöküşünde ahlâksızlığın ve cemiyetteki çözülmenin de büyük rolünün olduğunu anlayan vatanperver insanlar, ahlâk kitabı yazma ve yazdırma faaliyetine girişmişlerdi. Mübalağasız diyebiliriz ki en fazla ahlâkî eser, Osmanlı'nın bu son döneminde kaleme alınmıştır. Bunlar arasında çok çeşitli konulan ele alanlar olduğu gibi, okullar için ders kitabı olarak yazılanların da oldukça yekûn tuttuğu görülmektedir. Bunların büyük bir kısmını İstanbul, Ankara ve Konya kütüphanelerinde incelemeye çalıştık; ancak isimlerini bildiğimiz halde, kütüphanelerde bulamadığımız ve sınırlı imkânlarımız yüzünden göremediğimiz bazı eserler de bulunmaktadır. Ayrıca, yazma eserlere de pek müracaat edemedik; sadece birkaç tanesine örnek olması açısından bakmayı uygun gördük. (Önsöz'den)
İkinci bölümde ise iki ana bölümde ele alınan ahlâkın ilk ana meselesini teşkil eden "Nazarî Ahlâk" problemlerine yer verdik. Burada din ile ahlâkın münasebeti, ahlâkın gelişme ve değişme imkânı, hayır, şer, niyetin ahlâktaki rolü, hürriyet ve irade, mesuliyet, ahlâk kanunu ve ahlâkî hüküm, hak, vazife ve hukuk, vicdan, vicdanın değeri vb. gibi konulan ele almaya çalıştık.
Üçüncü bölümde "Amelî Ahlâk"a yer verdik. Onu da "Ferdî Ahlâk" ve "Sosyal Ahlâk" diye iki kısma ayırdık. Ferdî ahlâk da, ferdin kendi iç dünyasıyla olan münasebetlerinden doğan ahlâkî davranışlar ve ferdin Allah'ı ile olan münasebetlerinden doğan ahlâkî davranışlar diye iki kısma a-yırdık. Birinci kısımda, ferdi, fazilet yönünden yükseltecek hasletlere ve nefsi bozacak kötü şeylerin tehlikelerine yer vermeye çalıştık.
Dinî Ahlâkta ise, ferdin yaratanına karşı makbul bir kul olabilmesi için yapması gereken iman, sevgi, kulluk, şükür, tevekkül, kazaya rıza, yakarma ve bağışlama gibi bir takım dinî mahiyetli vazifelere yer verdik.
Sosyal Ahlâkı da, "Aile Ahlâkı" ve "Toplum Ahlâkı" olarak iki ana kısımda ele aldık."Aile Ahlâkı"nda: aile
Dördüncü bölümde de "Devlet Ahlâkı"na yer verdik. Devlet Ahlâkı da sosyal bir ahlâk olmasına rağmen, onu bazı özelliklerinden dolayı ayrı bir bölümde incelemeyi uygun bulduk. Bu bölümde, "Devlet nedir?", Osmanlı'da XV-III. XIX ve XX. Asırda hakim olan devlet şekilleri, devletin ahlaken lüzumu, halk ve devlet ilişkileri, halk ve devletin karşılıklı vazifeleri, dış politika gibi konulara yer verdik ve bir sonuçla da konumuzu tamamlamaya çalıştık.
Osmanlının son devrinde ahlâka ve ahlâk ilmine çok önem verilmiş, devletin çöküşünde ahlâksızlığın ve cemiyetteki çözülmenin de büyük rolünün olduğunu anlayan vatanperver insanlar, ahlâk kitabı yazma ve yazdırma faaliyetine girişmişlerdi. Mübalağasız diyebiliriz ki en fazla ahlâkî eser, Osmanlı'nın bu son döneminde kaleme alınmıştır. Bunlar arasında çok çeşitli konulan ele alanlar olduğu gibi, okullar için ders kitabı olarak yazılanların da oldukça yekûn tuttuğu görülmektedir. Bunların büyük bir kısmını İstanbul, Ankara ve Konya kütüphanelerinde incelemeye çalıştık; ancak isimlerini bildiğimiz halde, kütüphanelerde bulamadığımız ve sınırlı imkânlarımız yüzünden göremediğimiz bazı eserler de bulunmaktadır. Ayrıca, yazma eserlere de pek müracaat edemedik; sadece birkaç tanesine örnek olması açısından bakmayı uygun gördük. (Önsöz'den)