"Şimdi de Özcan Alper'in Sonbahar'ında Yusuf susuyor. Ölüm orucuna yattığı hücresinden çıktıktan sonra her tarafın hücreye dönmüş olduğunu görmenin mutsuzluğuyla, 'Sosyalizm uğruna onca yıl hapis mi yattın, yazık sana' diyen bir Gürcü kızının hayal kırıklığıyla, bir söz orucuna yatıyor bu kez de… Bir tek ırmaklara haykırıyor isyanını; ki o da yankı vermiyor. 80'lerle başlayan ölümcül sessizliğin, sinemadaki sedası bu suskunluk…" - Can Dündar
“Sonbahar, genç bir yönetmenin ilk filmi. Şaşırtıcı yanı, bu kadar pişmiş, bu kadar bütünlüklü bir sinema diline sahip olmasının yanı sıra yaratıcısının imzasını daha şimdiden tanınır kılan şiiri.” - Yıldırım Türker
Kitapta "Sonbahar" filminin senaryosunun yanı sıra yönetmenle yapılmış iki söyleşi, film üzerine yazılmış yazılar ve ayrıntılı bir kaynakça da yer almaktadır.
"Şimdi de Özcan Alper'in Sonbahar'ında Yusuf susuyor. Ölüm orucuna yattığı hücresinden çıktıktan sonra her tarafın hücreye dönmüş olduğunu görmenin mutsuzluğuyla, 'Sosyalizm uğruna onca yıl hapis mi yattın, yazık sana' diyen bir Gürcü kızının hayal kırıklığıyla, bir söz orucuna yatıyor bu kez de… Bir tek ırmaklara haykırıyor isyanını; ki o da yankı vermiyor. 80'lerle başlayan ölümcül sessizliğin, sinemadaki sedası bu suskunluk…" - Can Dündar
“Sonbahar, genç bir yönetmenin ilk filmi. Şaşırtıcı yanı, bu kadar pişmiş, bu kadar bütünlüklü bir sinema diline sahip olmasının yanı sıra yaratıcısının imzasını daha şimdiden tanınır kılan şiiri.” - Yıldırım Türker
Kitapta "Sonbahar" filminin senaryosunun yanı sıra yönetmenle yapılmış iki söyleşi, film üzerine yazılmış yazılar ve ayrıntılı bir kaynakça da yer almaktadır.