#smrgKİTABEVİ Sosyoloji Kuramları Tarihi - 2015

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Cantekin Matbaacılık
Dizi Adı:
Sosyoloji Dizisi: 19
ISBN-10:
9758717811
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199135433
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
364 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015
Çeviren:
Tahir Çağatay
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
indirimli
210,00
Havale/EFT ile: 203,70
Stoktan teslim
1199135433
521241
Sosyoloji Kuramları Tarihi -        2015
Sosyoloji Kuramları Tarihi - 2015 #smrgKİTABEVİ
210.00
Kendisini büyük bir coşkuyla toplumsal hareketlerin yasalarını öğrenmeye veren bu yeni bilgi dalı, kısa zaman içinde ustalarını yetiştirmekte zorlanmaz. Comte, Saint-Simon, Spencer, Durkheim, Le Play, Pareto, Weber, Tönnies, ve Simmel gibi isimler bu büyük yapının harcına katkı vererek çağdaş sosyolojinin altyapısını hazırlarlar.

Elinizdeki kitap işte bu isimlerin ve bir dönemin tarihsel serimlemesi olarak addedilebilir. Bu kitap Alman sosyoloji geleneğine doğrudan nüfuz eden Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin unutulmaz hocalarından Hans Freyer'in sosyoloji tarihi çalışmasıdır. Ve bu çalışma, “bilimlerin prensi” olan sosyolojinin doğuş aşamasında ortaya çıkan tezlerin doğrudan ve 'içeriden' bir kişi olarak tanıklığını yapmaktadır.

Belli tarihsel dönemlerde, toplumsal hareketler, yatağına sığmayan bir ırmak gibi içinde bulundukları 'devlet' kalıbından taşmış, kurtulmuşlardır. Fransız Devrimi ideallerinin ve sanayileşmenin başlangıç çağında ilk makine ve fabrikalarla birlikte toplumsal gerçeklikte görülmemiş bir değişim başlar. Ve böylelikle söz konusu gerçeklikte neler olup bittiğini, topluluk olaylarının akışına hangi yasaların hâkim olduğunu öğrenmek ve bilmek gereği doğar. Kendine özgü yasaları bulunan toplumu, bilimsel olarak incelemek ve değişim yasalarını keşfetmek işi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu ise, tamamıyla soyut ve bilimsel anlamda bir uğraşı olup, yepyeni bir bilimin alanını oluşturur. İlk sosyologlar işte bu koşullar içinde ortaya çıkar. Sanayi toplumunun belirdiği ve kurulduğu her yerde sosyoloji de yeniden kurulur.

Platon ve Aristoteles gibi antik düşünürlerde topluluk düzenine ve onun şekillerine dair birçok düşünce, hattâ sistemleşmiş düşünce bulmak zor değildir. Ortaçağ'ın Batılı ve Doğulu sayısız düşünüründe de aynı şeye rastlayabiliriz. Keza bunlara modern zamanların düşünürleri de eklenebilir.

Kendisini büyük bir coşkuyla toplumsal hareketlerin yasalarını öğrenmeye veren bu yeni bilgi dalı, kısa zaman içinde ustalarını yetiştirmekte zorlanmaz. Comte, Saint-Simon, Spencer, Durkheim, Le Play, Pareto, Weber, Tönnies, ve Simmel gibi isimler bu büyük yapının harcına katkı vererek çağdaş sosyolojinin altyapısını hazırlarlar.

Elinizdeki kitap işte bu isimlerin ve bir dönemin tarihsel serimlemesi olarak addedilebilir. Bu kitap Alman sosyoloji geleneğine doğrudan nüfuz eden Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin unutulmaz hocalarından Hans Freyer'in sosyoloji tarihi çalışmasıdır. Ve bu çalışma, “bilimlerin prensi” olan sosyolojinin doğuş aşamasında ortaya çıkan tezlerin doğrudan ve 'içeriden' bir kişi olarak tanıklığını yapmaktadır.

Belli tarihsel dönemlerde, toplumsal hareketler, yatağına sığmayan bir ırmak gibi içinde bulundukları 'devlet' kalıbından taşmış, kurtulmuşlardır. Fransız Devrimi ideallerinin ve sanayileşmenin başlangıç çağında ilk makine ve fabrikalarla birlikte toplumsal gerçeklikte görülmemiş bir değişim başlar. Ve böylelikle söz konusu gerçeklikte neler olup bittiğini, topluluk olaylarının akışına hangi yasaların hâkim olduğunu öğrenmek ve bilmek gereği doğar. Kendine özgü yasaları bulunan toplumu, bilimsel olarak incelemek ve değişim yasalarını keşfetmek işi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu ise, tamamıyla soyut ve bilimsel anlamda bir uğraşı olup, yepyeni bir bilimin alanını oluşturur. İlk sosyologlar işte bu koşullar içinde ortaya çıkar. Sanayi toplumunun belirdiği ve kurulduğu her yerde sosyoloji de yeniden kurulur.

Platon ve Aristoteles gibi antik düşünürlerde topluluk düzenine ve onun şekillerine dair birçok düşünce, hattâ sistemleşmiş düşünce bulmak zor değildir. Ortaçağ'ın Batılı ve Doğulu sayısız düşünüründe de aynı şeye rastlayabiliriz. Keza bunlara modern zamanların düşünürleri de eklenebilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat