1941'de Adana Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1943'te İstanbul'a yerleşmiş, bir süre Diş Tababeti Mektebi'nde öğrenim görmüş, 1948'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'ne geçmiş ama eğitimini tamamlamadan okuldan ayrılmıştır.
İlk karikatürleri 1941'de Adana'da Türk Sözü, İstanbul'da Kırmızı-Beyaz ve Şut'ta yayımlanmış; 1948'de Tasvir, Şaka, Akbaba ve Aydede gazete ve dergilerinin kadrolarında yer almıştır.
Ertesi yıl Yeni İstanbul gazetesine başkarikatürcü olarak girmiş ve özellikle, ABD'li karikatürcü Saul Steinberg'in (1914-99) “çizgide mizah” anlayışını benimsemiştir. Aynı gazetede karikatür tarihini tanıtan yazılar da kaleme alan Selçuk, “grafik mizah”ın evrensel anlatımı olduğunu savunmuştur.
1950-53 arasında dünya karikatürü ve ustaları üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda çizgi dünyası değişmeye başlamıştır.
1951'de ilk sergisini açmış; 1952'de, kardeşi İlhan Selçuk ile birlikte öncülerinden olduğu 1950 Kuşağı'nın ilk yayını 41 Buçuk adlı mizah dergisini, 1953'te de Karikatür'ü (daha sonra Taş'la birleşerek adı Taş-Karikatür olacak) yayımlamıştır.
İlk kitabı, Karikatür Albümü'nü çıkardığı 1954'te Milliyet gazetesine başkarikatürcü olarak girmiştir. Geliştirdiği karikatür üslubunu bu dönemde geometrik bir estetiğe oturtmaya başlamış ve bu tür yapıtları, İlhan Selçuk ile birlikte çıkardığı mizah dergisi Dolmuş'ta ivme kazanmıştır.
1957'de Milliyet'te Abdülcanbaz adlı ünlü çizgi roman kahramanının maceralarına başlamış; 1959'da 140 Karikatür'de yeni dönem yapıtlarından bir seçki düzenlemiştir.
1960'larda İtalyan mizah dergisi Il Travaso'nun kadrosuna giren Selçuk, 1961'de haftalık politika dergisi Yön'de de çizmeye başlamış; 1962'de Turhan 62'yi, 1964'te ise başyapıtlarından sayılan Hiyeroglif'i, 1969'da Hal ve Gidiş'i yayımlamıştır.
“Abdülcanbaz'ın Maceraları”, 1972-73 arasında on iki, 1980-81 arasında yirmi üç, 1999-01 arasında yirmi albüm olarak yayımlanmıştır.
1969'da ikinci kez Yeni İstanbul'a dönmüş, kısa bir zaman sonra Akşam gazetesine geçmiştir. 1970'de Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı haftalık Devrim gazetesinde çalışmış, 1972'de de Cumhuriyet gazetesinde haftalık panaromik politik karikatürler çizmeye başlamıştır.
Abdülcanbaz'dan yapılan tiyatro oyunu, 1973'te Dostlar Tiyatrosu; 1994, 1999, 2002'de İstanbul, Antalya, Ankara ve Adana Devlet Tiyatroları tarafından sahneye konmuştur.
Selçuk, 1979'da ansiklopedik albümü Söz Çizginin'i yayımlamıştır. 1980'de Milliyet'e dönmüş, 2001'de de tekrar Cumhuriyet'e geçerek karikatürlerinin yanı sıra Abdülcanbaz'ın maceralarını da orada sürdürmüştür.
Karikatürlerini insanların çelişkileri, yanılgıları, dayanışmaları ve özlemleri üzerine kuran Selçuk, eleştirinin yanı sıra kişileri iyiye ve doğruya yönlendirmeye çalışmış, onları yüceltmiştir. Selçuk'un karikatürünün temelinde düşünce yatar; güldürmek ikinci plandadır. Az çizgiyle çok şey söylemeye; mesajı kısa, öz, açık ama çarpıcı biçimde vermeye özen gösterir. Çizgide ayrıntıya, ancak mesajın etkisini güçlendirecek ölçüde yer verir.
Selçuk 1992'de 50. sanat yılını bir sergiyle kutlamıştır. 1993-97 arasında “İnsan Hakları” adlı karikatür sergisi, dünyanın en önemli kentlerini gezmiş, 2005'te ise yapıtları özgün baskılarından yapılmış bir seçki çeşitli Alman kentlerini dolaşmıştır. Mizah kültürü dergisi Güldiken, 1994'te “Turhan Selçuk Özel Sayısı” ile bu özel sayının İngilizcesi “The World of Turhan Selçuk”u yayımlamıştır.
1941'de Adana Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1943'te İstanbul'a yerleşmiş, bir süre Diş Tababeti Mektebi'nde öğrenim görmüş, 1948'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'ne geçmiş ama eğitimini tamamlamadan okuldan ayrılmıştır.
İlk karikatürleri 1941'de Adana'da Türk Sözü, İstanbul'da Kırmızı-Beyaz ve Şut'ta yayımlanmış; 1948'de Tasvir, Şaka, Akbaba ve Aydede gazete ve dergilerinin kadrolarında yer almıştır.
Ertesi yıl Yeni İstanbul gazetesine başkarikatürcü olarak girmiş ve özellikle, ABD'li karikatürcü Saul Steinberg'in (1914-99) “çizgide mizah” anlayışını benimsemiştir. Aynı gazetede karikatür tarihini tanıtan yazılar da kaleme alan Selçuk, “grafik mizah”ın evrensel anlatımı olduğunu savunmuştur.
1950-53 arasında dünya karikatürü ve ustaları üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda çizgi dünyası değişmeye başlamıştır.
1951'de ilk sergisini açmış; 1952'de, kardeşi İlhan Selçuk ile birlikte öncülerinden olduğu 1950 Kuşağı'nın ilk yayını 41 Buçuk adlı mizah dergisini, 1953'te de Karikatür'ü (daha sonra Taş'la birleşerek adı Taş-Karikatür olacak) yayımlamıştır.
İlk kitabı, Karikatür Albümü'nü çıkardığı 1954'te Milliyet gazetesine başkarikatürcü olarak girmiştir. Geliştirdiği karikatür üslubunu bu dönemde geometrik bir estetiğe oturtmaya başlamış ve bu tür yapıtları, İlhan Selçuk ile birlikte çıkardığı mizah dergisi Dolmuş'ta ivme kazanmıştır.
1957'de Milliyet'te Abdülcanbaz adlı ünlü çizgi roman kahramanının maceralarına başlamış; 1959'da 140 Karikatür'de yeni dönem yapıtlarından bir seçki düzenlemiştir.
1960'larda İtalyan mizah dergisi Il Travaso'nun kadrosuna giren Selçuk, 1961'de haftalık politika dergisi Yön'de de çizmeye başlamış; 1962'de Turhan 62'yi, 1964'te ise başyapıtlarından sayılan Hiyeroglif'i, 1969'da Hal ve Gidiş'i yayımlamıştır.
“Abdülcanbaz'ın Maceraları”, 1972-73 arasında on iki, 1980-81 arasında yirmi üç, 1999-01 arasında yirmi albüm olarak yayımlanmıştır.
1969'da ikinci kez Yeni İstanbul'a dönmüş, kısa bir zaman sonra Akşam gazetesine geçmiştir. 1970'de Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı haftalık Devrim gazetesinde çalışmış, 1972'de de Cumhuriyet gazetesinde haftalık panaromik politik karikatürler çizmeye başlamıştır.
Abdülcanbaz'dan yapılan tiyatro oyunu, 1973'te Dostlar Tiyatrosu; 1994, 1999, 2002'de İstanbul, Antalya, Ankara ve Adana Devlet Tiyatroları tarafından sahneye konmuştur.
Selçuk, 1979'da ansiklopedik albümü Söz Çizginin'i yayımlamıştır. 1980'de Milliyet'e dönmüş, 2001'de de tekrar Cumhuriyet'e geçerek karikatürlerinin yanı sıra Abdülcanbaz'ın maceralarını da orada sürdürmüştür.
Karikatürlerini insanların çelişkileri, yanılgıları, dayanışmaları ve özlemleri üzerine kuran Selçuk, eleştirinin yanı sıra kişileri iyiye ve doğruya yönlendirmeye çalışmış, onları yüceltmiştir. Selçuk'un karikatürünün temelinde düşünce yatar; güldürmek ikinci plandadır. Az çizgiyle çok şey söylemeye; mesajı kısa, öz, açık ama çarpıcı biçimde vermeye özen gösterir. Çizgide ayrıntıya, ancak mesajın etkisini güçlendirecek ölçüde yer verir.
Selçuk 1992'de 50. sanat yılını bir sergiyle kutlamıştır. 1993-97 arasında “İnsan Hakları” adlı karikatür sergisi, dünyanın en önemli kentlerini gezmiş, 2005'te ise yapıtları özgün baskılarından yapılmış bir seçki çeşitli Alman kentlerini dolaşmıştır. Mizah kültürü dergisi Güldiken, 1994'te “Turhan Selçuk Özel Sayısı” ile bu özel sayının İngilizcesi “The World of Turhan Selçuk”u yayımlamıştır.