Coward birçok kadınla, erkekler, çocuklar ve çalışma hakkında yaptığı görüşmelere dayanarak bu iddiaları sorguluyor. Ona göre kadınlar işlerinden ayrılıyorlar, çünkü işyerlerinde hakim olan bireyci ve rekabetçi etiği benimsemekte güçlük çekiyorlar; çünkü modern toplumların şizofrenisi sonucu sevgi ve diğerkâmlık gibi değerlerin ifade bulduğu tek ortamın aile lduğunu düşünüyorlar; çünkü çocukların yetiştirilmesi hâlâ esasen kadınların sorumluluğu sayılıyor. Ama aile bir cennet olmak şöyle dursun bastırılmış rekabet duygularının sık sık patlak verdiği, çocuğun karakterinin, zihinsel gelişiminin bile annenin sürekli ilgisine bağlı görüldüğü, "iyi anne ideali"nin kadınlara sürekli suçluluk duyguları yaşattığı bir mayın tarlası. Yazara göre kadınlar, çocuğun eğitsel ve psikolojik sorumluluğunun bu ölçüde kendi üzerlerine yıkılmasına karşı çıkıp toplumsal çözümler aramaktansa, bunu kabullenerek suça ortak oluyorlar. Erkekleri idealize ederek, hâlâ onlara cazip görünmeyi her şeyden önemli görerek, bu uğurda bitmek tükenmez rejimlere girerek, kendi ihtiyaç ve arzularını açıkça ifade etmek yerine duygusal manipülasyonlara başvurarak bu suçortaklığını sürdürüyorlar. Coward, bütün bunlar kadın-erkek ilişkilerinin gerçekten eşitlikçi ve özgürlükçü bir doğrultuda dönüştürülebilmesini engelliyor, diyor.
Coward geleneksel bir feminist perspektiften yargılamıyor kadınları. Aksine bu perspektifin yetersizliklerini göstererek kadınları içerden anlamaya çalışıyor. Gerçekten değişmek isteyen ve kendileriyle hesaplaşmaktan korkmayan kadınlar için!...
Coward birçok kadınla, erkekler, çocuklar ve çalışma hakkında yaptığı görüşmelere dayanarak bu iddiaları sorguluyor. Ona göre kadınlar işlerinden ayrılıyorlar, çünkü işyerlerinde hakim olan bireyci ve rekabetçi etiği benimsemekte güçlük çekiyorlar; çünkü modern toplumların şizofrenisi sonucu sevgi ve diğerkâmlık gibi değerlerin ifade bulduğu tek ortamın aile lduğunu düşünüyorlar; çünkü çocukların yetiştirilmesi hâlâ esasen kadınların sorumluluğu sayılıyor. Ama aile bir cennet olmak şöyle dursun bastırılmış rekabet duygularının sık sık patlak verdiği, çocuğun karakterinin, zihinsel gelişiminin bile annenin sürekli ilgisine bağlı görüldüğü, "iyi anne ideali"nin kadınlara sürekli suçluluk duyguları yaşattığı bir mayın tarlası. Yazara göre kadınlar, çocuğun eğitsel ve psikolojik sorumluluğunun bu ölçüde kendi üzerlerine yıkılmasına karşı çıkıp toplumsal çözümler aramaktansa, bunu kabullenerek suça ortak oluyorlar. Erkekleri idealize ederek, hâlâ onlara cazip görünmeyi her şeyden önemli görerek, bu uğurda bitmek tükenmez rejimlere girerek, kendi ihtiyaç ve arzularını açıkça ifade etmek yerine duygusal manipülasyonlara başvurarak bu suçortaklığını sürdürüyorlar. Coward, bütün bunlar kadın-erkek ilişkilerinin gerçekten eşitlikçi ve özgürlükçü bir doğrultuda dönüştürülebilmesini engelliyor, diyor.
Coward geleneksel bir feminist perspektiften yargılamıyor kadınları. Aksine bu perspektifin yetersizliklerini göstererek kadınları içerden anlamaya çalışıyor. Gerçekten değişmek isteyen ve kendileriyle hesaplaşmaktan korkmayan kadınlar için!...