Ama, bu hikâyeleri okurken sürgün, göç ve ölüm sözcüklerinin çağrıştırdığı kanlı, karanlık, gözyaşına boğulmuş, kasvetli ve ürkütücü anlatıların hemen hiç olmaması kimseyi şaşırtmamalı. Bitkinlikten uzak bir hüzün, gülümseme ve çokça ironi yüklü hikâyeler bunlar. Her şeyden çok gururunu yitirmemeye, korumaya çalışmış bir halk ve dil, sürgünün, göçün ve ölümün acılarını bile bu duruşla ifade eder çünkü. Ömer Laçiner
Ama, bu hikâyeleri okurken sürgün, göç ve ölüm sözcüklerinin çağrıştırdığı kanlı, karanlık, gözyaşına boğulmuş, kasvetli ve ürkütücü anlatıların hemen hiç olmaması kimseyi şaşırtmamalı. Bitkinlikten uzak bir hüzün, gülümseme ve çokça ironi yüklü hikâyeler bunlar. Her şeyden çok gururunu yitirmemeye, korumaya çalışmış bir halk ve dil, sürgünün, göçün ve ölümün acılarını bile bu duruşla ifade eder çünkü. Ömer Laçiner