#smrgKİTABEVİ Tango: Tutku'nun Ekonomi Politiği - 2004
Bu kitap, tangonun Buenos Aires'in genelevlerinden, Paris'in kabarelerine, oradan Tokyo'nun kulüplerine uzanan yolculuğunu izlerken aynı zamanda tangonun politik karakterine bakıyor. Yol boyunca maçoluk ve kolonyalizm, postmodernizm ve ataerkillik, egzotizm ve metalaştırma arasındaki ilişkileri çözümlüyor. Egzotik olanın sadece emperyal Batı'nın zevk nesnesi değil, aynı zamanda kolonileştirilmiş ambalajında satılan 'tutku paketi"ne dönüştüğünü gösteriyor. Yazar, birbirinin içine girmiş cinsellik, toplumsal cinsiyet, ırk. sınıf ve ulusal kimlik öykülerini anlatmak için kendi "tango dilini", "kişisel ve politik" sesini yaratıyor. Aynı anda hem tangonun egzotikleştirilmesi ne, hem bir Üçüncü Dünya kadın entelektüeli olarak kendi yazgısına bakıyor, hem de okurun önünde tango yapıyor: "Tango benim rahmim, dilim, 'evrenselciliğin' kolonyal davetlerine karşı durabileceğim, sığınabileceğim bir siper." Üstelik bunu yaparken, Latin Amerika'nın direnişçi tarihinden, özellikle de Che'den ilham alıyor: "Che gibi ben de, amacımın galibiyet olduğunu açıkça söylüyorum. Kendi örneğimde bunu, bozguncu ezgilerin tangosunu yaparak ve akademik sessizliklerin ritmim kırarak gerçekleştiriyorum" diyor. Sonunda "öğrendiklerini terk eden, unutan" bir entelektüel olarak dekolonileştirici bir söyleme ulaşıyor.
Savigliano, bir kadın, bir feminist ve bir tango dansçısı olarak, tangonun insanları hem cezbeden hem de rahatsız eden yönlerini cesurca ortaya koyuyor. Onun anlattığı biçimiyle tango tarihi, kolonileştirilmiş bir ülkenin tarihi olmanın yanı sıra, 'Öteki' olarak tanımlanmış kadınların da tarihi.
“Yazar bizi. dans çalışmalarından, feminist, postkolonyal ve iktisadi kuramlara kadar pek çok alanın kesiştiği disiplinlerarası bir ortama buyur ediyor. Tangonun nasıl dans elliğini, iktidarın kendi koreografısini nasıl yaptığını hissediyoruz. Savigliano'nun karmaşık ve ustaca kotardığı metinsel performansı, dans denilen olayın yazılı temsilinde yem bir evreye işaret ediyor.” -Susan Leigh Foster
Bu kitap, tangonun Buenos Aires'in genelevlerinden, Paris'in kabarelerine, oradan Tokyo'nun kulüplerine uzanan yolculuğunu izlerken aynı zamanda tangonun politik karakterine bakıyor. Yol boyunca maçoluk ve kolonyalizm, postmodernizm ve ataerkillik, egzotizm ve metalaştırma arasındaki ilişkileri çözümlüyor. Egzotik olanın sadece emperyal Batı'nın zevk nesnesi değil, aynı zamanda kolonileştirilmiş ambalajında satılan 'tutku paketi"ne dönüştüğünü gösteriyor. Yazar, birbirinin içine girmiş cinsellik, toplumsal cinsiyet, ırk. sınıf ve ulusal kimlik öykülerini anlatmak için kendi "tango dilini", "kişisel ve politik" sesini yaratıyor. Aynı anda hem tangonun egzotikleştirilmesi ne, hem bir Üçüncü Dünya kadın entelektüeli olarak kendi yazgısına bakıyor, hem de okurun önünde tango yapıyor: "Tango benim rahmim, dilim, 'evrenselciliğin' kolonyal davetlerine karşı durabileceğim, sığınabileceğim bir siper." Üstelik bunu yaparken, Latin Amerika'nın direnişçi tarihinden, özellikle de Che'den ilham alıyor: "Che gibi ben de, amacımın galibiyet olduğunu açıkça söylüyorum. Kendi örneğimde bunu, bozguncu ezgilerin tangosunu yaparak ve akademik sessizliklerin ritmim kırarak gerçekleştiriyorum" diyor. Sonunda "öğrendiklerini terk eden, unutan" bir entelektüel olarak dekolonileştirici bir söyleme ulaşıyor.
Savigliano, bir kadın, bir feminist ve bir tango dansçısı olarak, tangonun insanları hem cezbeden hem de rahatsız eden yönlerini cesurca ortaya koyuyor. Onun anlattığı biçimiyle tango tarihi, kolonileştirilmiş bir ülkenin tarihi olmanın yanı sıra, 'Öteki' olarak tanımlanmış kadınların da tarihi.
“Yazar bizi. dans çalışmalarından, feminist, postkolonyal ve iktisadi kuramlara kadar pek çok alanın kesiştiği disiplinlerarası bir ortama buyur ediyor. Tangonun nasıl dans elliğini, iktidarın kendi koreografısini nasıl yaptığını hissediyoruz. Savigliano'nun karmaşık ve ustaca kotardığı metinsel performansı, dans denilen olayın yazılı temsilinde yem bir evreye işaret ediyor.” -Susan Leigh Foster