#smrgKİTABEVİ Tanrının Çorbasını İçmiştik -

Stok Kodu:
1199154313
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
200 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199154313
540468
Tanrının Çorbasını İçmiştik -
Tanrının Çorbasını İçmiştik - #smrgKİTABEVİ
0.00
Çerkeslerin Anadolu'daki serüvenlerinin miladı olan 1864 Büyük Çerkes Sürgünü'nde anavatanları Kafkasya'yı terk edip Anadolu'ya yerleştiler...

Balkanlarda, Çanakkale'de, Sarıkamış'da Yemen'de, Trablusgarp'da ve son olarak Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu insanı ile omuz omuza savaştılar, Cumhuriyeti birlikte kurdular. Ne olduysa ondan sonra oldu. Okulları, gazeteleri, dernekleri kapatıldı. Dilleri yasaklandı. İsimleri, soy isimleri Türkleştirildi. Bazen "Kafkas Türkleri", bazen "Moskof Tohumu" oldukları ileri sürüldü. (Tanıtım Bülteninden)

“Henüz her şeyin başıydı. Unutmak için de anlatmak için de erkendi… Çerkesler, bir taraftan sürgünde yaşamanın acıları ile boğuşurlarken, diğer yandan yeni yurtlarının bir parçası olarak kabul edilmek için çaba harcıyorlardı. Zaman içinde, yitirdikleri benliklerinin yerine koyabilecek bir şeye hiçbir zaman sahip lamayacaklarını idrak edeceklerdi… Bu ülkenin bütün göçmenleri,bu ülkeden kopan tüm mülteciler gibi…”

“İstanbul'dan ayrıldığı andan başlayarak, sadece Hattu Aslen'di. Ve Hattu Aslen, İstanbul nedir bilmezdi. İstanbul'u sadece Aslan Güzelyurt görmüştü ve bir bedende iki ruh taşıyordu. Aslan Güzelyurt ne zaman İstanbul'dan ayrılmak istese, acıya boğulur, öksüzleşir; ne zamanki onu taşıyan araç Pazarören'den çıkıp Pınarbaşı'na doğru yol alsa, Hattu Aslen'in içini özlem basar, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi olur ve kapılarının önüne ulaşıncaya kadar, yerlerini ezbere bildiği her değirmenin, her iğdenin, her söğüdün izini sürerdi… Yine Uzunyayla'daydı. Ve her ne kadar kendisini buraya ait hissetmese de, burada Hattu Aslen olmak, kabul etsin ya da etmesin, Aslan Güzelyurt olmaktan daha iyiydi.”

Çerkeslerin Anadolu'daki serüvenlerinin miladı olan 1864 Büyük Çerkes Sürgünü'nde anavatanları Kafkasya'yı terk edip Anadolu'ya yerleştiler...

Balkanlarda, Çanakkale'de, Sarıkamış'da Yemen'de, Trablusgarp'da ve son olarak Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu insanı ile omuz omuza savaştılar, Cumhuriyeti birlikte kurdular. Ne olduysa ondan sonra oldu. Okulları, gazeteleri, dernekleri kapatıldı. Dilleri yasaklandı. İsimleri, soy isimleri Türkleştirildi. Bazen "Kafkas Türkleri", bazen "Moskof Tohumu" oldukları ileri sürüldü. (Tanıtım Bülteninden)

“Henüz her şeyin başıydı. Unutmak için de anlatmak için de erkendi… Çerkesler, bir taraftan sürgünde yaşamanın acıları ile boğuşurlarken, diğer yandan yeni yurtlarının bir parçası olarak kabul edilmek için çaba harcıyorlardı. Zaman içinde, yitirdikleri benliklerinin yerine koyabilecek bir şeye hiçbir zaman sahip lamayacaklarını idrak edeceklerdi… Bu ülkenin bütün göçmenleri,bu ülkeden kopan tüm mülteciler gibi…”

“İstanbul'dan ayrıldığı andan başlayarak, sadece Hattu Aslen'di. Ve Hattu Aslen, İstanbul nedir bilmezdi. İstanbul'u sadece Aslan Güzelyurt görmüştü ve bir bedende iki ruh taşıyordu. Aslan Güzelyurt ne zaman İstanbul'dan ayrılmak istese, acıya boğulur, öksüzleşir; ne zamanki onu taşıyan araç Pazarören'den çıkıp Pınarbaşı'na doğru yol alsa, Hattu Aslen'in içini özlem basar, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi olur ve kapılarının önüne ulaşıncaya kadar, yerlerini ezbere bildiği her değirmenin, her iğdenin, her söğüdün izini sürerdi… Yine Uzunyayla'daydı. Ve her ne kadar kendisini buraya ait hissetmese de, burada Hattu Aslen olmak, kabul etsin ya da etmesin, Aslan Güzelyurt olmaktan daha iyiydi.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat