#smrgSAHAF Tarihin Tarihine Kuşbakışı, Ankara Halkevi 30 - 4 - 1938 [ Konferans ] - 1938

Basıldığı Matbaa:
Recep Ulusoğlu Matbaası
Dizi Adı:
Konferanslar Serisi: 1
Stok Kodu:
1199059761
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
26 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1938
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199059761
445733
Tarihin Tarihine Kuşbakışı, Ankara Halkevi 30 - 4 - 1938 [ Konferans ] -        1938
Tarihin Tarihine Kuşbakışı, Ankara Halkevi 30 - 4 - 1938 [ Konferans ] - 1938 #smrgSAHAF
0.00
İnsanlığın fecrinden bugüne kadar geçen binlerle yıla nispetle bir lemhai basar demek olan bir saatte, o uzun kültür merhalelerini cevelân edebilmek ancak muhayyele hummasının kanatlarıyla ve ancak en yüksek şahikalarda birer ân durarak, nadiren etrafa çok kısa bir göz atarak uçmakla mümkün olabilecektir. Zaten tarih insanın hüviyetini lâyetenahiliğe doğru yükselten âhenktar bir nağme, muhayyelesine garip akisler yapan cazibedar bir levhadır. Tarih mütalea edildikçe düşünüş cilalanır, tasavvur edildikçe duyuş gıdalanır.

Tarihin tarihinden maksat; tarih ilmi veya tarih felsefesi tarihidir. Buna göre bizi alelıtlak tarih kitapları değil, tarihi bir ilim, bir felsefe telâkki ederek bir sisteme bağlıyan mütefekkirlerin, bir silsile teşkil eden eserleri alâkadar edecektir.

Mevzuu daha canlandıracağı ümidiyle müsaadenizle ufak bir mukayese ile başlamak isterim: Tarihin başlarında Orta Asya'dan yüksek kültürleriyle gelen Sümerler, Mezopotamya'dan beşeriyetin müstakbel ruhî mahsullerinin bütün nüvelerini serpmek suretiyle nasıl dünya medeniyetine mucizekâr bir kaynak olmuşlarsa, Anadolu'dan İtalya'ya giden Etrüskler de ayni surette Avrupa medeniyetine füsunkâr bir göze olmuşlardır. Her ikisi de yeni tuttukları yurdun eski, çok iptidaî sekenesini, peri masalı uykusundan uyandırmış, yalnız dinî ve fikrî hayatlarına değil, günlük yaşayışlarına bile nafiz olmuşlardır. Her ikisi de çok iptidaî bir halde kamış kulübelerde, mağaralarda yaşayan yerlilerin en basit kademeden başlayarak en mütekâmil bediî sanat yaşayışına kadar yükselmelerine âmil olmuşlardır. (Kitaptan)

İnsanlığın fecrinden bugüne kadar geçen binlerle yıla nispetle bir lemhai basar demek olan bir saatte, o uzun kültür merhalelerini cevelân edebilmek ancak muhayyele hummasının kanatlarıyla ve ancak en yüksek şahikalarda birer ân durarak, nadiren etrafa çok kısa bir göz atarak uçmakla mümkün olabilecektir. Zaten tarih insanın hüviyetini lâyetenahiliğe doğru yükselten âhenktar bir nağme, muhayyelesine garip akisler yapan cazibedar bir levhadır. Tarih mütalea edildikçe düşünüş cilalanır, tasavvur edildikçe duyuş gıdalanır.

Tarihin tarihinden maksat; tarih ilmi veya tarih felsefesi tarihidir. Buna göre bizi alelıtlak tarih kitapları değil, tarihi bir ilim, bir felsefe telâkki ederek bir sisteme bağlıyan mütefekkirlerin, bir silsile teşkil eden eserleri alâkadar edecektir.

Mevzuu daha canlandıracağı ümidiyle müsaadenizle ufak bir mukayese ile başlamak isterim: Tarihin başlarında Orta Asya'dan yüksek kültürleriyle gelen Sümerler, Mezopotamya'dan beşeriyetin müstakbel ruhî mahsullerinin bütün nüvelerini serpmek suretiyle nasıl dünya medeniyetine mucizekâr bir kaynak olmuşlarsa, Anadolu'dan İtalya'ya giden Etrüskler de ayni surette Avrupa medeniyetine füsunkâr bir göze olmuşlardır. Her ikisi de yeni tuttukları yurdun eski, çok iptidaî sekenesini, peri masalı uykusundan uyandırmış, yalnız dinî ve fikrî hayatlarına değil, günlük yaşayışlarına bile nafiz olmuşlardır. Her ikisi de çok iptidaî bir halde kamış kulübelerde, mağaralarda yaşayan yerlilerin en basit kademeden başlayarak en mütekâmil bediî sanat yaşayışına kadar yükselmelerine âmil olmuşlardır. (Kitaptan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat