Sanıyorum beni çağıran, geri döndüren dizlerimdeki yaralardı. Peşimi hiç bırakmayan, o bahçeli, ahşap evlerle beraber yok olup giden, çocukluk anılarımdı. Artık yüreğim eski, yüreğim yorgun. Ak kanatlı martı nasıl terk edemiyorsa kıyısını, ben de terk edemem artık bu kenti. Uzlaşmak, birbirimizi taşımak zorundayız ikimiz de. Çünkü varabileceğim başka bir ufuk yok artık. Her sabah çıkıyorum evden.
"Merhaba sokaklar, kediler, köpekler merhaba... Merhaba doğduğum, yaşadığım kent. Tekirdağ Merhaba..."
(Arka Kapak yazısı)
Sanıyorum beni çağıran, geri döndüren dizlerimdeki yaralardı. Peşimi hiç bırakmayan, o bahçeli, ahşap evlerle beraber yok olup giden, çocukluk anılarımdı. Artık yüreğim eski, yüreğim yorgun. Ak kanatlı martı nasıl terk edemiyorsa kıyısını, ben de terk edemem artık bu kenti. Uzlaşmak, birbirimizi taşımak zorundayız ikimiz de. Çünkü varabileceğim başka bir ufuk yok artık. Her sabah çıkıyorum evden.
"Merhaba sokaklar, kediler, köpekler merhaba... Merhaba doğduğum, yaşadığım kent. Tekirdağ Merhaba..."
(Arka Kapak yazısı)