Bir gün Kadıköyünde Süreyya sinamasında odamda otururken; Halkevinden bir bayan geldi. Sizi görmek istiyor, dediler. Ben de:
- Buyursunlar, dedim. İçeriye bir hanım kız girdi.
- Bir emriniz mi var, dedim.
- Halkevimizde, Kadıköyümüze ait bir kitap neşretmek istiyoruz. Hangi taşı kaldırsak altından siz çıkıyorsunuz. Kadıköyünde yaptığınız işlere dair sizden malûmat almağa geldim, dedi.
Ben de, arzu ettikleri malûmatı kısaca kendilerine verdikten sonra söze başlıyarak:
- Sınıf arkadaşınız Mersinli Cemal Paşanın kızı "Nilüferim" dive de kendisini bana tanıttı.
İşte Rumî 1302, Efrencî 1886 senesindenberi evvelâ Edirne rüşdiye-i askeriyesinde, sonra Harbiye ve Erkân-ı Harbiye sınıflarında sınıf arkadaşlığı ettiğimiz muhterem sınıf arkadaşımın kızının bu "Kadıköyünde hangi taşı kaldırsak altından siz çıkıyorsunuz" sözü bana bir ilham kaynağı oldu. Yaptığım işleri sırasiyle yazdım. Vesikalarını bir araya topladım. Şu kitaplarım vücuda geldi. -Eski İstanbul mebusu Süreyya (Sunuştan)
Bir gün Kadıköyünde Süreyya sinamasında odamda otururken; Halkevinden bir bayan geldi. Sizi görmek istiyor, dediler. Ben de:
- Buyursunlar, dedim. İçeriye bir hanım kız girdi.
- Bir emriniz mi var, dedim.
- Halkevimizde, Kadıköyümüze ait bir kitap neşretmek istiyoruz. Hangi taşı kaldırsak altından siz çıkıyorsunuz. Kadıköyünde yaptığınız işlere dair sizden malûmat almağa geldim, dedi.
Ben de, arzu ettikleri malûmatı kısaca kendilerine verdikten sonra söze başlıyarak:
- Sınıf arkadaşınız Mersinli Cemal Paşanın kızı "Nilüferim" dive de kendisini bana tanıttı.
İşte Rumî 1302, Efrencî 1886 senesindenberi evvelâ Edirne rüşdiye-i askeriyesinde, sonra Harbiye ve Erkân-ı Harbiye sınıflarında sınıf arkadaşlığı ettiğimiz muhterem sınıf arkadaşımın kızının bu "Kadıköyünde hangi taşı kaldırsak altından siz çıkıyorsunuz" sözü bana bir ilham kaynağı oldu. Yaptığım işleri sırasiyle yazdım. Vesikalarını bir araya topladım. Şu kitaplarım vücuda geldi. -Eski İstanbul mebusu Süreyya (Sunuştan)