#smrgSAHAF Teşkilat-ı Mahsusa'dan Kuva-yı Milliye'ye: Kahraman Bir Türk Subayının Anıları -
- Her İzan (bana İhsan diyemezdi) dedi, çok uzak bir yere gidiyorsunuz. Buna ben sebep olduğum için pek üzgünüm.
- Sevincimden iskemleden fırladım ve:
- Nereye Her Havtman? (Yüzbaşı efendi).
- Çok uzak bir yere. Yanınıza çok az eşya ve çok az kitap alabileceksiniz.
- Erzurum'a mı?
- Hayır.
- Bağdat'a mı?
- Hayır.
- Galiçya'ya mı?
- Hayır. Daha uzak bir yere. Bir Alman denizaltı gemisiyle önce Kuzey Afrika'ya, oradan da deve ile Fizan'a gidip, Fizan'da bir telsiz telgraf istasyonu kuracaksınız...
İhsan Ahsoley hatıralarında Kuleli'de başlayan askerlik serüvenini, gencecik bir subay olarak Enver Paşa'nın emriyle Fizan'a gidişini, Türk Alman ilişkilerini, I. Cihan Harbi'nde Afrika cephesini, muhabere tesislerini nasıl kurduklarını anlatıyor. Fizan'da verdikleri kahramanca mücadeleyi, yerli halkla irtibatlarını, teslim olmama azimlerine rağmen esir düşmelerini, işgal altındaki İstanbul'a hüzünlü dönüşünü, akabinde de Milli Mücadele'ye destek vermek için dahil olduğu gizli teşkilatı, Anadolu'ya insan ve mühimmat sevkiyatı gibi nefes kesen faaliyetlerini, kimliğinin ortaya çıkması ile Anadolu'ya geçişini yalın, akıcı ve öyküsel bir dille gözler önüne seriyor.
- Her İzan (bana İhsan diyemezdi) dedi, çok uzak bir yere gidiyorsunuz. Buna ben sebep olduğum için pek üzgünüm.
- Sevincimden iskemleden fırladım ve:
- Nereye Her Havtman? (Yüzbaşı efendi).
- Çok uzak bir yere. Yanınıza çok az eşya ve çok az kitap alabileceksiniz.
- Erzurum'a mı?
- Hayır.
- Bağdat'a mı?
- Hayır.
- Galiçya'ya mı?
- Hayır. Daha uzak bir yere. Bir Alman denizaltı gemisiyle önce Kuzey Afrika'ya, oradan da deve ile Fizan'a gidip, Fizan'da bir telsiz telgraf istasyonu kuracaksınız...
İhsan Ahsoley hatıralarında Kuleli'de başlayan askerlik serüvenini, gencecik bir subay olarak Enver Paşa'nın emriyle Fizan'a gidişini, Türk Alman ilişkilerini, I. Cihan Harbi'nde Afrika cephesini, muhabere tesislerini nasıl kurduklarını anlatıyor. Fizan'da verdikleri kahramanca mücadeleyi, yerli halkla irtibatlarını, teslim olmama azimlerine rağmen esir düşmelerini, işgal altındaki İstanbul'a hüzünlü dönüşünü, akabinde de Milli Mücadele'ye destek vermek için dahil olduğu gizli teşkilatı, Anadolu'ya insan ve mühimmat sevkiyatı gibi nefes kesen faaliyetlerini, kimliğinin ortaya çıkması ile Anadolu'ya geçişini yalın, akıcı ve öyküsel bir dille gözler önüne seriyor.