Devlet Tiyatro ve Operası'nın kurucularından Alman tiyatro adamı Cari Ebert'in teşviki ve yönlendirmesi ile Tatbikat Sahnesi döneminde yönetmenlik yapmaya başladı. Yarım asırlık profesyonel tiyatro yaşamında, Devlet Tiyatrolarında yüzden fazla oyun sahneledi. Ayrıca bu kurumda uzun yıllar baş rejisörlük yaptı.
Çağdaş tiyatro yönetmenliğinin önderliğini yapan Canova, Ankara Devlet Konservatuvarı'nın Tiyatro Bölümü Başkanlığını da 1970'lere kadar elinde tuttu ve Devlet Tiyatroları sanatçılarının büyük bir çoğunluğunun öğretmenliğini yaptı. "Hoca", "rejisörler rejisörü", "usta rejisör" olarak adlandırılan Canova'nın öğrencileri arasında Yıldız Kenter'den Bozkurt Kuruç'a, Yıldırım Önal'dan Raik Al-maçık'a, Kerim Afşar'dan Ergin Orbey'e, Yücel Erten'den Tamer Levent'e kadar dünün ve bugünün usta aktör ve yönetmenlerini sayabiliriz.
Mahir Canova, hasta olduğu son günlerinde bile evini, yatağını hastahanelere tercih etti. En dinleneceği zamanlarda bile kafası, gönlü Devlet Tiyatrosunun ruhu, amacı ve ideali ile yanıp tutuşuyordu.
Bu kitap, okurlara, o ruhu ve enerjiyi birazcık iletebiliyorsa, bu, yazarın ustalığından değil, Mahir Hoca'nın tiyatro aşkı ve sanat tutkusundadır. Anılarını okuyarak O'nu hatırlayanları çok olsun. (Arka kapaktan)
Devlet Tiyatro ve Operası'nın kurucularından Alman tiyatro adamı Cari Ebert'in teşviki ve yönlendirmesi ile Tatbikat Sahnesi döneminde yönetmenlik yapmaya başladı. Yarım asırlık profesyonel tiyatro yaşamında, Devlet Tiyatrolarında yüzden fazla oyun sahneledi. Ayrıca bu kurumda uzun yıllar baş rejisörlük yaptı.
Çağdaş tiyatro yönetmenliğinin önderliğini yapan Canova, Ankara Devlet Konservatuvarı'nın Tiyatro Bölümü Başkanlığını da 1970'lere kadar elinde tuttu ve Devlet Tiyatroları sanatçılarının büyük bir çoğunluğunun öğretmenliğini yaptı. "Hoca", "rejisörler rejisörü", "usta rejisör" olarak adlandırılan Canova'nın öğrencileri arasında Yıldız Kenter'den Bozkurt Kuruç'a, Yıldırım Önal'dan Raik Al-maçık'a, Kerim Afşar'dan Ergin Orbey'e, Yücel Erten'den Tamer Levent'e kadar dünün ve bugünün usta aktör ve yönetmenlerini sayabiliriz.
Mahir Canova, hasta olduğu son günlerinde bile evini, yatağını hastahanelere tercih etti. En dinleneceği zamanlarda bile kafası, gönlü Devlet Tiyatrosunun ruhu, amacı ve ideali ile yanıp tutuşuyordu.
Bu kitap, okurlara, o ruhu ve enerjiyi birazcık iletebiliyorsa, bu, yazarın ustalığından değil, Mahir Hoca'nın tiyatro aşkı ve sanat tutkusundadır. Anılarını okuyarak O'nu hatırlayanları çok olsun. (Arka kapaktan)