Yaşayan en büyük zihin ve dil filozoflarından biri olan John R. SEARLE, bu kitabını önceki yapıtlarının temel felsefi problemleriyle bağlantılandırırken, yaşadığımız bu ortak dünyanın çeşitli parçalan arasındaki ilişkilerin niteliğini sorgulamanın, nihai felsefi amacı olduğunu söylemektedir. Söz edimleri ve zihin teorisini inşâ ederken, nasıl ki temel hareket noktasını fiziksel olan ve zihinsel olan arasındaki ilişkiyi sorgulamak oluşturuyor ise, yazar bu eserinde de toplumsal gerçekliğe dair teorisini aynı temel çıkış noktasından yola çıkarak oluşturmaktadır. Kendi ifadesiyle bu kitap toplumsal gerçekliğin soruşturulmasını amaçlamaktadır:
"Paranın, mülkiyetin, evliliğin, yönetimlerin, seçimlerin, futbol oyunlarının, kokteyl partilerinin ve mahkemelerin bütünüyle fiziksel parçacıklardan oluşan bir dünyada nasıl olur da nesnel bir gerçekliği olabilir? Kaldı ki bu parçacıklardan örneğin bizler gibi bazıları, sistemler içinde bilinçli canlılar olarak, düzenlenmişlerdir." (Arka kapaktan)
Yaşayan en büyük zihin ve dil filozoflarından biri olan John R. SEARLE, bu kitabını önceki yapıtlarının temel felsefi problemleriyle bağlantılandırırken, yaşadığımız bu ortak dünyanın çeşitli parçalan arasındaki ilişkilerin niteliğini sorgulamanın, nihai felsefi amacı olduğunu söylemektedir. Söz edimleri ve zihin teorisini inşâ ederken, nasıl ki temel hareket noktasını fiziksel olan ve zihinsel olan arasındaki ilişkiyi sorgulamak oluşturuyor ise, yazar bu eserinde de toplumsal gerçekliğe dair teorisini aynı temel çıkış noktasından yola çıkarak oluşturmaktadır. Kendi ifadesiyle bu kitap toplumsal gerçekliğin soruşturulmasını amaçlamaktadır:
"Paranın, mülkiyetin, evliliğin, yönetimlerin, seçimlerin, futbol oyunlarının, kokteyl partilerinin ve mahkemelerin bütünüyle fiziksel parçacıklardan oluşan bir dünyada nasıl olur da nesnel bir gerçekliği olabilir? Kaldı ki bu parçacıklardan örneğin bizler gibi bazıları, sistemler içinde bilinçli canlılar olarak, düzenlenmişlerdir." (Arka kapaktan)