Bu küçük kitaba aldığımız 400'den fazla türkü ve atma türkü, 1980 ve 1981 yıllarında Trabzon 'un küçük fakat yemyeşil bir nahiyesi olan Çarşıbaşı (eski adı: Iskefiye) ve yöresinde bandla derlenmiştir. Derleme sırasında kadın-erkek, genç-ihtiyar herkesten büyük yardım görülmüş, malzeme toplamakta hiçbir zorluk çekilmemiştir.
Trabzon ve yöresi halkının söyledikleri türküler yalnız bu sayfalardakiler değildir; Böyle şâir yaradılışlı insanların söyledikleri türküleri sayfalara sığdırmak, bana göre, çok zordur. Çünkü, Karadenizli hergün yüzlerce yeni türkü üretmekte, sevgisini, üzüntüsünü yeni türküleriyle dile getirmektedir. Yalnız dilden dile, gönülden gönüle aktarılan bu türkülerin pek çoğu anında tesbit edilmediği için kaybolup gitmektedir. Karadenizli bu kayıptan hiç huzursuz değildir. Çünkü, türkü hazinesi onun gönlünde, onun dudaklarındadır. Kaybolanın yerine yüzlerce yenisini koyabileceğini bilmektedir.
Türkülerin sıralaması konularına göre yapılmıştır. Konular karışık tutulmuş, türkülerin birinci mısralarının ilk kelimeleri kendi aralarında tasnif edilerek sıralanmıştır. Böylece aranan bir türkünün kolaylıkla bulunabileceği düşünülmüştür.
Yörenin ağız özellikleri hakkında çok kısa olarak yapılan bazı yayınların ve çalışmaların künyeleri aktarılmıştır. Son bölümdeki sözlük, türkülerde geçen bâzı mahallî kelimeleri ihtiva etmektedir. (Birkaç Söz bölümünden)
Bu küçük kitaba aldığımız 400'den fazla türkü ve atma türkü, 1980 ve 1981 yıllarında Trabzon 'un küçük fakat yemyeşil bir nahiyesi olan Çarşıbaşı (eski adı: Iskefiye) ve yöresinde bandla derlenmiştir. Derleme sırasında kadın-erkek, genç-ihtiyar herkesten büyük yardım görülmüş, malzeme toplamakta hiçbir zorluk çekilmemiştir.
Trabzon ve yöresi halkının söyledikleri türküler yalnız bu sayfalardakiler değildir; Böyle şâir yaradılışlı insanların söyledikleri türküleri sayfalara sığdırmak, bana göre, çok zordur. Çünkü, Karadenizli hergün yüzlerce yeni türkü üretmekte, sevgisini, üzüntüsünü yeni türküleriyle dile getirmektedir. Yalnız dilden dile, gönülden gönüle aktarılan bu türkülerin pek çoğu anında tesbit edilmediği için kaybolup gitmektedir. Karadenizli bu kayıptan hiç huzursuz değildir. Çünkü, türkü hazinesi onun gönlünde, onun dudaklarındadır. Kaybolanın yerine yüzlerce yenisini koyabileceğini bilmektedir.
Türkülerin sıralaması konularına göre yapılmıştır. Konular karışık tutulmuş, türkülerin birinci mısralarının ilk kelimeleri kendi aralarında tasnif edilerek sıralanmıştır. Böylece aranan bir türkünün kolaylıkla bulunabileceği düşünülmüştür.
Yörenin ağız özellikleri hakkında çok kısa olarak yapılan bazı yayınların ve çalışmaların künyeleri aktarılmıştır. Son bölümdeki sözlük, türkülerde geçen bâzı mahallî kelimeleri ihtiva etmektedir. (Birkaç Söz bölümünden)